Nöbetçi Eczaneler
Manevi değerler bir toplumun kültürünü oluşturur. Milletleri ayakta tutan manevi değerlerdir. Milletler manevi değerlerini gelecek kuşaklara aktardıkları sürece varlıklarını sürdürürler.
Tarih bize manevi değerlerine sahip çıkmayan, başka milletleri körü körüne taklit eden, milli şahsiyetlerini kaybedenlerin dünya coğrafyasından silinip yok olduklarını gösteriyor.
Bu yüzden bir toplumu içten yıkmak isteyenler ilk hedef olarak inanç ahlak ve manevi değerleri yok etmeyi seçiyorlar.
Manevi değerlerden, Kur’an ve sünnetten uzak bir hayat benliğin parçalanması yok olması demektir. Dini değerler aşılanmazsa ahlak zemini sağlam olmazsa, her arzu, tutku, her türlü ideoloji, moda, gösteriş, aşırı tüketim, eğlence, alkol, uyuşturucu, daha da sapık inanç ve düşünceler gençlerimizin hayatını bütünüyle kuşatır.
Geçmişte şanlı ecdadımız da hep bunun için mücadele etmedi mi?
Başımızda dalgalanan al bayrağımız bedel ödeyen birilerinin bize emaneti değil mi?
O şanlı bayrağın altında ecdadımızın ruhunu şad edecek biçimde küffara karşı başı dik, kalbinde iman, dilinde Rahman elinde Kuran, her ne olursa olsun doğru yoldan şaşmayan, adil ve hakkaniyetli Müslümanlar olmalıyız.
Boşuna demedi Arif Nihat Asya:
Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Dalgalandığın yerde ne korku var ne keder,
Gölgende bana da bana da yer ver.
O bayrağın dalgalanmasına kendini feda eden ecdadımıza yakışır bir nesil olmak en büyük idealimizdir bizim.
Bu da ancak manevi değerlerimize sahip çıkmakla olur.
Yani bir ülkenin sadece endüstri iktisadi alanda başarılı olması kafi gelmiyor. Unutmayalım ki her başarının en başına ahlakı ve manevi değerleri yazmalıyız.
Çünkü ahlak ve manevi değerler insanı diğer canlılardan ayırmanın ve materyalizm çukurundan kurtarmanın yoludur.
Son sözü istiklal şairimiz söylesin.
Doğrudan doğruya Kur’an dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve dua ile.
