Herkesin huzur bulduğu ruhen kendini rahat hissettiği bir yer vardır. Biz de huzuru diriler diyarından ziyade ölüler diyarında buluyoruz.
Yıllardır sık sık ziyaret ettiğim mekanlardır somuncu baba, bedir muhtarlığı, Yusuf hakiki baba,Tabduk baba,
Hala kadim dostumla beraber sık sık gider o sessiz sedasız duran mezar taşlarına uzun uzun bakarız. Aslında kabristanlar çok şeyler anlatır bizlere.
Yine dün mezar taşlarına bakarken yaz kalemim yaz dedim. Sana yine yazacak kelam düştü.
Baktım mezar taşlarına,
Kimi doktor, kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece,
Sıra bize geliyor farkında mısın?
Yarı kalmış tüm işleri,
Dökülmüş inci dişleri,
Dağılmış sırma saçları
Sıra bize geliyor farkında mısın?
Çürümüş kalmış tenleri,
Dökülmüş yüzünden benleri,
Görmez misin sen bunları,
Sıra bize geliyor farkında mısın?
Mevlana Hz ölümün eşiğinde yaşayan buna rağmen günlerini boş işlerle heba eden insana şöyle seslenmektedir:
Kendine gel ey yolcu! Kendine gel!. Akşam oldu, ömür güneşi batmak üzere…
Gücün kuvvetin varken şu iki günceğizde olsun cömertlikte bulun, iyi işler yap. Ömür kandilin sönmeden aklını başını al. Gönül kandilini uyandır.
Aklını başına al, iyi işleri yarına bırakma, belki yarın olur sen olmazsın.
Zariyat suresi 50. Ayet Allaha koşun buyuruyor.
Bu hayat yolunda gönlü yaralı olanların hatırını sormalı, Müzdarip insanların gönüllerini sevindirmeli, kalan üç beş günlük ömrü fırsat bilmeliyiz. Yarın olur ama belki biz olmayız.
Vakit geçmeden ömür bitmeden kulluk heybemizi doldurmamız duasıyla.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve dua ile.
Fatma Bilgiç