Müslümanlar olarak daima ölçümüz ilkemiz İslam nizamı olmalıdır. Yaptığımız her işi hayatımızın her alanını hayat rehberimiz Kur’an’ın anayasasına uygun yapmalı, alınan her kararı Kur’an ve sünnet terazisinde tartmalıyız.
Bunu yapmadığımız sürece madden ve manen aradığımız berekete, huzura, izzete ve istiklale asla kavuşamayız.
Müslümanlar olarak küffarla Siyonistlerle mücadele var iken birbirimizle münakaşa ederek birbirimizi yiyerek hedefe varamayız.
Müslüman her birey vatani, vicdani, nefsi, ve nesli sorumluluklarını bilmeli, her işte kişiler öncelikle kendi menfaatlerini değil, ümmetin milletin geleceğini düşünerek doğru adımlar atmalı, hangi safta durduğuna dikkat etmelidir.
Hz Adem’den bu güne kadar dünya hak ile batılın, doğru ile yanlışın, aydınlık ile karanlığın, mazlum ile zalimin mücadele ettiği yerdir.
Gazze’de binlerce kardeşimiz can verirken Ümmetin çaresizce ellerini semaya kaldırdığı anlardayız. Şairin;
Gel ey Muhammed bahardır,
Dudaklar ardında saklı Aminlerimiz vardır,
Hac’dan döner gibi gel,
Mirac’dan iner gibi gel,
Bekliyoruz yıllardır…
Dediği gibi yüz yıllardır mazlumların Nusret beklediği bir çağdayız.
İslam aleminin kurtuluşu huzura ve refaha kavuşmasının tek yolu, tam anlamıyla Kur’an ve sünnete bağlanmakla olur.
Zalime dur demenin, zulme engel olmanın çaresi ümmetin bir ve beraber olmasına bağlıdır. Sadece Türkiye’nin değil, bütün İslam ülkeleri liderlerinin ortak bir kararla İslam birliği kurarak Ümmetin kurtuluşuna vesile olunur.
Gazze üzerinden Reis’i eleştirenler var. Hepimiz biliyoruz ki Reis ömrünü Filistin davasına adamıştır. Bunu Hamas lideri haniye ve beraberindeki heyet de ifade ettiler. Türkiye Gazze’ye en çok yardım ulaştıran ülkedir. İsrail’e siz ancak çocuk öldürmeyi bilirsiniz diyerek Siyonist zihniyete rest çeken cesur liderdir Recep Tayip Erdoğan.
Reis’in yanlışlarını gördüğümüz vakit eleştiririz. Doğrularının da arkasında dururuz. Bu aziz vatanın evlatları olarak liderlerimizi haklı yerde savunmak bizim asli görevimizdir.
Aynı Adnan menderes’i Turgut özal’ı, Necmeddin Erbakan hocamızı; Muhsin Yazıcıoğlunu savunduğumuz gibi…
Tarihe baktığımızda mazlumların hamisi, Osmanlı cihan devleti gücünü kuvvetini İslam’i ilkeleri uygulayarak kazanmıştır. Ecdadımız adaletin ışığında imani, ilmi ve iktisadi toplumunu oluşturarak başarı elde ettiler.
Çare tüm İslam ülkelerinin Kur’an ve sünnet ışığında İslam birliği kurmasıdır.
Felçli olarak tekerlekli arabada ömrünü Kudüs ve mescidi aksa davasına adayan ve davası uğruna şehit olan Filistinli şeyh Ahmet Yasin diyor ki:
İslam ümmetinin hali benim şu felçli halim gibidir. Dilinden başka hiçbir yerini hareket ettiremiyor.”
Ali imran suresi 147. Ayeti kerimesindeki duaya yürekten Amin diyoruz.
Ey Rabbimiz günahlarımızı ve içimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, er meydanlarında dizlerimize derman, yüreğimize cesaret vererek adımlarımızı sağlamlaştır. Zalimlere karşı bize yardım et zafer ihsan eyle.”
Gazze’li kardeşlerimizin zafer kazanacağı, Kudüs’te hep beraber şükür namazı kılacağımız günlere kavuşmak duasıyla.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve dua ile.