Nöbetçi Eczaneler
Dilimize Farsçadan geçen nankör kelimesi, kadir kıymet bilmemek, yapılan iyiliği görmemek eline geçen nimeti inkar etmek, nimeti verene karşı nankörce davranmak gibi manalara gelir.
Teşekkür insani bir erdem iken, nankörlük erdemsizliktir.
Kur’an’ın anlattığına göre özünü kaybeden, imanı içine tam olarak sindiremeyen ve fıtrat kanunlarını ihlal eden insanlar için nankörlük adeta bir karakter durumundadır.
Kur’an’da nankörlük ile ilgili birçok ayeti kerime vardır. Bu ayetlerden bazıları şunlardır.
Sebelilerin yurtlarında Allah’ın kudretine delil olarak iki bahçe bulunuyordu. Onlara nimetlerden yiyin, rabbinize şükredin denildi, fakat onlar yüz çevirdiler. Bunun için biz de üzerlerine sel gönderdik. Nankörlük ettikleri için işte onları böyle cezalandırdık. Biz nankör olandan başkasını cezalandırır mıyız?
Nankör fertlerin oluşturdukları toplumlar ve onların hudut tanımaz azgınlıkları tarihin ibret sayfalarını dolduran milletler enkazını meydana getirmiştir.
Nankör birine ne yaparsan yap anlamaz, tarih nankörlerle doludur. Nuh ad ve Semud kavimlerinin kibirli ve zalim insanları, suda boğulan firavun, bir sineğin mağlup ettiği nemrut, gayri ahlaki yaşayarak nimetlere karşı nankörlük yapan Lut kavmi, ve bir çok benzerleri nankörlük, zulüm, rezalet ve isyanlara bürünerek dünyadan gelip geçtiler.
Cenabı hak biz kullarını hem nimetlerle, hem de musibetlerle deniyor. Kullardan kim altın, kim gümüş, kim bakır ona bakıyor…
Cenabı hak Hac suresi 38. Ayeti kerimede ALLAH inananları savunur, doğrusu ALLAH hiç bir haini ve nankörü sevmez buyuruyor.
Müslümanlar olarak önce Rabbimize karşı, sonra da birbirimize karşı nankör olmaktan sakınmalı, vefalı iyiliğe karşı teşekkürü şiar edinmiş olmalıyız.
Nankörlükten kurtulmanın çaresi nimeti vereni tanımak, verilen nimetin kadrini bilmek ve şükretmektir.
Rabbimiz bizleri nankör olmaktan muhafaza buyursun.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve dua ile.
