Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ MESLEK KASETÇİLİK

kaç kuşak büyüdü bir

kaç kuşak büyüdü bir dönem milyonlar satan o kasetlerle.niceleri elinden düşürmez, niceleri evinden eksik etmez, niceleri sevdiğisanatçının son kaseti çıksın diye sabırsızlık içinde beklerdi. koca birdevirdi. kasetten yankılanan ezgiler kulaklarımızda çınlarken o tutkulu devirçoktan sona erdi. teknolojinin en önemli kurbanlarından biri de şüphesiz kikasetçilik sektörü oldu. devir kapandı kapanmasına ama bu işin tutkunlarıbitmedi. dev bir arşiv oluşturan ve bu işe ömrünü veren zülfikar kiliÇ ilekeyifli bir röportaj gerçekleştirdik. 90’lık kaseti başa sarıyor, başlıyoruzkonuşmaya kasetçilik sektörünün dününü bugününü.

kiliÇ: “1948 yılında dünyaya gözlerimi açtım. gençyaşlardan itibaren ankara radyosu yurttan sesler dinlerdim. etkilendiğimsanatçılar oldu yıldıray Çınar, nuri sesigüzel, bedia akartürk gibi. bunlarkulağıma hoş geldi, bende de böyle okuma kabiliyeti vardı etkilendim, içimdengeldi ve benim için bir avrupa serüveni başladı. avrupa’da müzik grubu kurdumamatör arkadaşlarla avrupa’da ses yarışmalarına katıldık. sene 1989’dakatıldığımız bir yarışmada birincilik plaketi aldık. 1995 yılında avrupaserüvenim son buldu. sonrasında ülkemizde kendi memleketimizde organizatörlükişlerine başladım sanatçı getirdim, konserlerde çıktım, düğünlere gittim.hiçbir zaman kendimi üstün görmedim dedim ya yeri geldi konserlerde türküsöyledim yeri geldi düğünlerde. Çünkü ben bu işin kazandırdığı parayı değil buişin kendisini sevdim. ben müziğe aşık birisiyim. elimden geldiği kadarıylagençlerimize yol göstermeye, örnek olmaya çalıştım sigara, alkol kullanmam.gençlerimize halk türkülerimizi okuyarak tanıtmaya, sevdirmeye çalıştım. Çünkühalk türkülerimiz bizlere kültürümüzü, örf ve adetlerimizi yansıtır. Örf ve adetlerimizi,geleneklerimizi unutturmamak, o yılların üzerini çizmemek içinde burada buzamana kadar biriktirmiş olduğum kaset koleksiyonumu sergiliyorum. türkiye’ninen büyük arşivcisi olmasam da türkiye’deki en büyük kaset arşivcilerindenbirisi de benim. neredeyse çıkmış olan bütün kasetlerin %90-95 i koleksiyonumdavardır. fakat benim için bu arşivi oluşturmak pek te kolay olmadı. piyasayıtakip edip çıkan kasetleri almaya çalışırdım ama çok alamıyordum, nasılalacaksınız ki para mı yeter? 95’li yıllarda özellikle 95’ten sonra bitpazarıolayıyla tanıştım. türkiye’deki en ünlü bitpazarları olan İzmir, ankara,İstanbul kayseri bitpazarlarına giderek kaset almaya başladım. tabii enönemlisi çuvalımı alıp köy yollarını aşındırırdım. köy köy dolaşır evlerden kasettoplardım. bu vesile ile türkiye’nin ilçelerinin yüzde 75’ine gittim. aylarcasadece ekmek yediğimi hatırlıyorum sırf bu iş uğruna. sağlığım ve yaşamım elverdiği müddetçe ve kalan ömrüm boyunca bu işleri götürmek istiyorum. Şunusorabilirsiniz, kasetçi mi kaldı artık günümüzde? haklısınız kasetçi kalmadıama kaset tutkunları da bitmedi. ben de o tutkunlar için bu tutkumdanvazgeçmeyeceğim. kasetçilik nasıl bir tarih seyrettiğinden bahsedecek olursam,son yüzyılda müzik dört ayrı formatla günümüze kadar süregelmiştir. birincisi1900’lü yılların başında taş plak dediğimiz formattır. bu dönem 1950’lere kadarsürmüştür. 33’lük ve 45’lik plak isimleriyle anılırlardı. 45’lik denmesininnedeni ise plağın bir dakikada 45 tur dönmesindendir. plağın ön ve arka yüzündebirer şarkı bulunurdu ve genellikle tek şarkıdan oluştukları için günümüzdekisingle’lara benzetilebilir. 1950 ve 60’lı yıllarda 45’likler yaygındı. 7 binsanatçı 20 bin farklı plak çıkarmıştır. 1970’ler ise plak ve longplaylarınaltın çağı şeklinde anılmıştır. en kaliteli müzik sistemleri üretiliyor vesanatçılar işlerini en kaliteli şekilde yapıyorlardı. nilüfer, ajda pekkan,nükhet duru, füsun Önal, İlhan İrem, erol evgin, salim dündar, selçuk ural budönemin altın sanatçılarıdır. tabii bu dönemin hemen sonlarında kasetler ortayaçıkıyor. İşte kasetçilik tarihi dediğimiz süreç tam da bu yıllarda başlıyor.1970-1980’li yıllarda kaset, 2000’li yıllarda ise cd dönemi yaşanıyor. 2000’liyıllarda altın çağını yaşayan cd, 2010 yılından itibaren ciddi bir düşüşegeçerek yerini internete bırakıyor. artık insanlar plak, kaset ve cd’leriçoktan unutmuş, internetten bir tıkla şarkı dinleme dönemine geçmişti.

plak İçin canlıses

bir plak hazırlanırken tüm enstrümanistler orada hazırbulunuyor ve sanatçı eserini söylerken kayıt hemen oracıkta plağa işleniyor.analog da denir bunun için. Çünkü kayıt yapılırken plak denilen hazırlanmışmaddeye ses frekanslarından işlemeler meydana gelir. mikrofonda söylenen herşey o plağın içine işleniyor. İğne de o seslere dokunarak çalma işleminigerçekleştirmiş oluyor. yani canlılık özelliği natürelliğinden geliyor.

en Çok satan 45’likler

birçok sanatçımızın plakları çok satardı ancak bunlarınbelli başlıları şüphesiz ki: Şükran ay, müzeyyen senar, zeki müren, emel sayın,gülden karaböcek, suat sayın, ahmet sezgin, İlhan İrem, barış manço, cemkaraca, selda bağcan’dır.

ve bir döneminŞahı: kasetler

evet, gerçekten de öyle. evlerimizde arabalarımızda heran yanı başımızda yer alırdı o kasetler. fiziksel olarak elimize alır onuntadını oradan hissetmeye başlardık. sonra başlardık ileriye doğru sarmayakasetlerin 90’lık şeritlerini. 1970’li yılların sonunda neredeyse tüm dünyayıkasıp kavuruyordu bu kasetler çünkü müzik dinlemenin en kolay yoluydu. 1980’liyıllara gelindiğinde ise özellikle 12 eylül darbesi ile sanat dünyasına dabüyük bir darbe vurulmuştu. plaklar ve kasetler satın alınmıyor, özgürlüklerkısıtlanıyor, dönemde siyasi eylemler ve çatışmalar artıyor, sanat dünyasınabüyük bir gölge düşüyordu. tabiri caizse büyük bir gerileme dönemi başlıyordumüzik dünyasında.

peki yasonrasında…

1982-83 yıllarına geldiğimizde ise arabeskin altın çağıbaşlıyor. plak dönemi hızla azalıyor. 1980’li yıllarda kasetin altın çağıbaşlıyor.

bu altın Çağı temsil eden sanatçılar

kasetin zirve dönemini yaşatan sanatçıların başındaşüphesiz ki hakkı bulut, İbrahim tatlıses, hüseyin altın, vahdet vural, durmuşÇiğdem, bergen, kibariye, esengül gibi isimler gelirdi.

günümüzdekimanzara

kasetçiliğin tamamen bittiğini söyleyebiliriz. elimizealırken bile mutluluk duyduğumuz kasetler çok az kasetçinin tozlu raflarındaunutulmaya çoktan yüz tuttu bile. onlar unutulmaya yüz tutmuşken biz onlarıunutturmamak için karınca misali bir gayret içerisindeyiz” dedi.

haber & fotoğraf: ali ŞengÜl

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

Aksaray’da Dane Kaybı Neredeyse Sıfır
Sıradaki Haber İl Müdürü Nejdet Demir: “Tarımda Tatil Olmaz, Dane Kaybı Sıfır!”