Vadinin girişinin hemen solunda yer alan Sümbüllü Kilise, adını bölgeyi süsleyen sümbül çiçeklerinden alıyor. Özellikle bahar aylarında vadide açan sümbüllerin kokusu ve görüntüsü, bu kiliseye mistik bir atmosfer kazandırıyor. Kiliseye girişin dar bir pencereden yapılması, onu ziyaret edenler için unutulmaz bir deneyime dönüştürüyor. Bu özelliğiyle, Ihlara Vadisi’ndeki kiliseler arasında en çok akılda kalanlardan biri haline gelmiş durumda.
Tahminen 11. – 12. yüzyıllarda haç planlı olarak inşa edilen Sümbüllü Kilise, aslında bir manastır kompleksi içerisinde yer alıyor. Büyük bir kaya kütlesine oyulan yapı, iki katlı olarak tasarlanmış. Alt kat mimari bir plana göre şekillendirilmemiş ve doğal haliyle mağara olarak bırakılmış. Asıl ibadet alanı olan ikinci kata ise dar bir merdivenle ulaşılıyor.
İkinci katta beş farklı mekân yer almakta. Kilise içinde iki kapı, dört dikdörtgen sütun ve üç pencere bulunuyor. Doğu yönünde düz tavanın altına basık kubbe oyulmuş, yapı beşik tonozla kapatılarak tamamlanmış. Bu sade ama etkileyici mimari, dönemin manastır yaşamını ve inanç anlayışını yansıtıyor.
Sümbüllü Kilise, doğal çevresiyle bütünleşen yapısı, kaya içine ustalıkla oyulmuş planı ve adını aldığı sümbül çiçekleriyle Ihlara Vadisi’nin en özel noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Tarihe, doğaya ve sessizliğe ilgi duyanlar için bu yapı, hem geçmişi yaşatan hem de huzur vadeden bir ziyaret noktası olmayı sürdürüyor.
Ağustos Gerçe