Bu çağın insanı olmak imtihan olarak hepimize yeter diyor Üstad Cahit Zarifoğlu.
Kirli bir çağa denk geldik, nereye adım atsak toz, hangi yüreğin kapısını çalsak hayal kırıklığı, hangi yöne baksak kir.
Ahlaksızlık, iffetsizlik, riyakarlık, sahtekarlık, maskeli yüzler, vicdansızlık, kibir, zulüm, ve zulme karşı sessiz bir dünya…
Abdürrahim Karakoç der ki:
Ne ayağım uydu, ne de kafam uydu,
Belli ki ben bu çağın yabancısıyım.
Bu çağ bize göre değil, biz de bu çağın yabancısıyız…
Türkiye günlerce Diyarbakır’da kaybolan Narini konuştu, çantasındaki Elifbası başındaki başörtüsü ile 8 yaşındaki masum günahsız bir yavruya kalkacak el, vicdandan mahrum zalim bir eldir. Kendi pisliğini kapatmak için masum bir yavrunun canına kıymak vicdan fukaralığıdır.
Toplum olarak bize neler oluyor? Bu bir ilk değil, Narine sekiz yaşında kıydılar, Leylanın dört yaşında, Eylül’ün yedi yaşında, Gizem Akdeniz’in altı yaşında, Müslüme’nin üç yaşında, Ecrin tunçun ise beş yaşında iken canlarına kıydılar.
Zor bir çağda yaşıyoruz. 21 Eylül 2009’un Ramazan bayramında Kayserinin Talas ilçesinde şeker toplarken kaybolan 556 gün sonra cesetleri bulunan çocuklar toplumda
öyle derin bir yara açtılar ki, bir daha çocuklar bayramda şeker toplamaya çıkamadılar.
Cenabı hak tekvir suresinde diri diri gömülen kıza hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda buyuruyor.
Bu ayetten anlaşıldığı üzere mahşer günü büyük mahkemede Hakimler hakimi yüce Allah önce öldürülen masum çocuklara soracak, niye öldürüldünüz? sonra katiller zalimler cezalandırılacaklar.
Öyle bir mahkeme ki hakimin kendisi zaten her şeye şahit…
Bekle Narinim! büyük gün yakın… sana kıyanların hem dünyası hem de ahireti karardı.
İnsanlık olarak yaramız çok derin, İsrail 7 Ekim’den bu yana Gazze şeridine düzenlediği saldırılarda 16 bin 715 çocuk katletti.
Yani 16 bin 715 Narinimiz parçalanarak öldürüldü.
Gazze’ye bakınca, İslam aleminin haline bakınca içime çöken sızının kelamla izahı yok.
Derler ki neden gülmüyor yüzün,
Nedir gözlerindeki bu derin hüzün.
Derim ki müminin gönlünde biter mi kederi,
Babamız Adem annemiz Havva’dan beri.
Nice güller daha narin bir gonca iken soldu,
Toprak masumların suçsuz bedenleriyle doldu.
Söyleyin bu kadar acı varken nasıl güleyim,
Söyleyin mazlumlar ağlarken nasıl mutlu olayım..
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve dua ile.