Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Bilal Bölükbaş

Köşe Yazısı: Bir şehir, bir takım, bir sessizlik…

Bilal BÖLÜKBAŞ

 

 

Bir şehir, bir takım, bir sessizlik…

 

 

Futbol bazen sadece futbol değildir.

 

Bazen 90 dakikaya bir şehrin umudu, gençliğin inancı, çocukların hayali, yaşlıların geçmişi sığar.

Aksarayspor da işte böyle bir hikâyenin adıdır bizim için.

 

Ancak bu hikâyede artık ne coşku kaldı ne de ses…

 

Bir tek şey yankılanıyor Dağılgan’da ve şehirde: sessizlik.

 

***

 

2024- 2025 sezonuna büyük umutlarla başlayan Aksarayspor, tam 12 hafta lider götürdüğü ligi son haftada üçüncü bitirdi. Play-off’ta da elenince, sezonu kırık hayallerle kapattık.

 

Ama esas kırılma noktası, Serik Belediyespor maçında yaşandı.

O gün Dağılgan Stadyumu’nun tribünleri doldu taştı, şehir maça kilitlendi, herkes “bu sefer olacak” dedi.

 

İlk yarı önde bitirildi, ikinci yarı fark ikiye çıkarıldı… derken ne olduysa oldu.

Bir kırmızı kart, bir penaltı, uzatmalarda gelen son darbeyle skor 2-2 ve Aksarayspor şampiyonluğu oracıkta bıraktı.

 

O gün sadece skor kaybedilmedi.

Aksaray’da futbola duyulan güven, inanç, coşku… hepsi 90+7’de sahaya gömüldü.

 

***

 

Şimdi yeni bir sezon geliyor.

Takım yeniden 2. Lig Kırmızı Grup’ta yer alacak.

Ama ne şehir hazır, ne yönetim, ne taraftar…

Her şey Serik maçının gölgesinde kalmış gibi.

 

Geçtiğimiz günlerde kulüp yönetimi ve belediye yetkilileri bir basın toplantısı düzenledi.

Dediler ki:

 

“Artık bu takım belediyenin değil, Aksaray’ın takımı olmalı. Takımın adı Aksarayspor olacak. Yönetimi devredeceğiz. 20 kişilik bir babayiğit heyet arıyoruz.”

 

***

 

Peki sonra ne oldu?

Hiçbir şey.

 

Ne bir iş insanı çıktı “Ben varım” dedi,

Ne bir sivil oluşum harekete geçti.

Ne de o çağrıyı sahiplenip bir adım atan oldu.

 

***

 

140 milyon TL bütçeli bir takım…

Gelecek yıl bu rakam en az 150 milyon olacak.

Rakiplerin çoğu 250-350 milyonluk bütçelerle hazırlanıyor.

 

Bu kadar kısıtlı imkânla play-off’a kadar çıkan bu takım, şehrin el birliğiyle sahip çıkmasını fazlasıyla hak etmiyor mu?

 

***

 

Vali Mehmet Ali Kumbuzoğlu, Belediye Başkanı Evren Dinçer, ATSO Başkanı Ahmet Koçaş…

Üçü de taşın altına elini değil, yüreğini koydu.

Ama üç kişiyle takım yönetilmez.

Bu şehir, daha fazlasını yapabilecek güçte ama istek nerede?

 

***

 

Bugün Aksarayspor sahipsiz.

Ve daha da kötüsü, bu sahipsizlik herkesi ilgisizliğe sürüklüyor.

Oysa unutulmamalı:

Bir şehir takımına sahip çıkmazsa, o takım sadece lig değil, kimlik de kaybeder.

 

****

 

Eğer bugün birileri çıkıp elini taşın altına koymazsa;

Eğer “Ben Aksaraylıyım” diyenler gerçekten Aksaraylı gibi davranmazsa…

Bu takım önce 3. Lig’e, sonra amatöre, sonra da hafızalardan silinmeye kadar gider.

 

***

 

Bugün hâlâ bir umut var.

Ama bu umut, sadece tribünde “Aksaray, Aksaray” diye bağırmakla büyümez.

Taşın altına elini koymakla büyür.

Sorumluluk almakla büyür.

Takıma, şehre, geçmişe ve geleceğe sahip çıkmakla büyür.

 

***

 

Kısacası:

Bu şehirde hâlâ babayiğitler varsa, şimdi çıkma zamanıdır.

Yoksa bir gün bu takımı andığımızda, sadece geçmiş zaman ekleriyle konuşuruz:

 

“Bir zamanlar Aksarayspor vardı…”

 

Kalın sağlıcakla.

Unutmayın, Aksarayspor hepimizin…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER