Bu hafta dostlar meclisinde Hz. Yunus’tan açıldı sohbet.Başladık Yunus (A.S.) hakkında konuşmaya. Dedik ki; Kur’an sadece olmuş bitmişbir hadise olarak mı anlatıyor yoksa başka bir mana mı var? Hepimizin bildiği..
Bu hafta dostlar meclisinde Hz. Yunus’tan açıldı sohbet.Başladık Yunus (A.S.) hakkında konuşmaya. Dedik ki; Kur’an sadece olmuş bitmişbir hadise olarak mı anlatıyor yoksa başka bir mana mı var?
Hepimizin bildiği bir anlatıdır Yunus peygamberin hali.
İfade etmek gerekirse; Yunus peygamber, Asur Devleti’ninbaşkenti Ninova halkına gönderilen bir peygamberdi. 30 yaşında peygamberlikgörevi verildi. Ninova ahalisi putlara tapan çok zalim bir topluluktu. Hz.Yunus’a biri alim biri abid iki kişinin dışında iman eden olmamıştı. Hz. Yunuskavminin inkardaki inadına daha fazla dayanamayıp izn-i İlahiyi beklemeden aralarındanayrıldı. Yolda iken Cenab-ı Hakk’ın “Ey Yunus! Geri dön; kırk gün daha onlarıimana davet et!” emri üzerine kavmine geri döndü. 37 gün daha kavmini Allah’ındinine davet etti, kavmi hala imana gelmemişti. Yine emr-i İlahiyi bekleyemeden;büyük bir üzüntü ile yüce davete uymayan, asi insanların arasından ayrıldı.
Otuz sekizinci gün Ninova halkı gelen azabınbelirtilerini yüzlerinde görmeye başladılar. Benizleri sararmaya ve gökyüzükararmaya başlamıştı. İmansızlık sebebiyle helake düçar olan bu insanlar, tevbeettiler ve Hz. Yunus’un Rabbi’ne iman ettiler. Lütf-u İlahi tecelli etti veCenab-ı Hak, kendilerinden dünya hayatındaki perişanlık azabını uzaklaştırıpgiderdi. Ninova halkı Yunus’un (A.S.) kendilerine döneceği günü beklemeyekoyuldular.
Yunus peygamber ise bu esnada bir gemiye binmişti.Geminin, denizin ortasında kalakalması üzerine bu durum, gemi ehli tarafındanuğursuzluk sayılmış, gemidekiler arasında kura çekilmeye başlanmıştı.Tekrarlanan kuralarda hep Hz. Yunus (A.S.) çıkmış ve Yunus peygamberi denizebırakmışlardı.
Gece vakti, deniz dalgalı ve fırtınalı bir halde ikenbüyük bir balık Yunus Peygamberi yuttu. Yunus (A.S.) işlediği zellenin farkınavardı. Cenab-ı Allah’ı çokça tesbih ve zikirde bulundu. O’nu kurtaracak hiçbirsebep kalmamıştı. Şöyle bir hakikati hissetti; Onu kurtaracak Zat, hem denizihem geceyi hem de balığı kudret elinde tutan Zat olabilirdi. Bütün zahirisebeplerden yüzünü Allah’a çevirerek niyazda bulundu. Rabbil alemin onun buduasını kabul etti ve balık, onu sahil-i selamete bıraktı ve Yunus peygamber,Yaktin ağacı altında gölgelenmeye başladı.
Yunus peygamberin kıssasını burada keserek şu soruyusormak istiyorum; “Her bir ayetinde binlerce hikmet barındıran Kur’an-ı Azimüşşan,Yunus peygamberin hikayesini niçin bize anlattı? Her birimiz bir Yunus olmayalım!”
Evet çeşitli çıkarımlarda bulunduğumuz bu hikayenin hepimiziYunus yapan bir yönünü İslam büyükleri şöyle ifade etmişler:
Birincisi; biz insanların gecesi, gelecektir. Bizimgecemiz Yunus peygamberin gecesinden bin derece daha karanlıktır. Çünkü; Kitabımızsağımızdan mı solumuzdan mı verilecek? Kabrimiz cennet bahçesi mi cehennemçukuru mu olacak? Rabbimiz kulum diye seslenecek mi seslenmeyecek mi? İşte busorular gecemizin karanlığını daha da artırmaktadır.
İkincisi; biz insanların dalgalı ve fırtınalı denizi, şudünyadır. Bizim denizimiz Yunus peygamberin denizinden kat ve kat dehşetlidir. Çünküdünya; her an her dakika her saat her gün her yıl ve her asır binlercemilyonlarca yolcusunu kabre dökmektedir.
Üçüncüsü; biz insanları yutan balık, gayr-ı meşru nefsaniarzularımızdır. Bu balık Yunus peygamberi yutan balıktan yüz derece dahatehlikelidir. O’nu yutan balık kısacık dünya hayatını etkilerken bizi yutanbalık ebedi hayatımızı etkilemekte ve mahvetmeye çalışmaktadır.
Dördüncüsü ve en önemlisi; Yunusvari her zaman o duaya ozattan binler derece bizim ihtiyacımız olduğudur: “La ilahe illa ente Sübhanekeinni küntü minezzalimin.”
Evet. Hakikat-i hali anlayan her kardeşim; aleyhimizeittifak etmiş bütün sebeplerin; Cenab-ı Hakk’ın kudret elinde olduğunu ve ancakO Zat’ı tesbih ve O Zat’ın merhametiyle Dar-üs Selama ulaşabileceğimizi hayalengörmüştür.
Dua ile.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)