Bugünlerde gündemimiz epeyce değişti. Konuştuklarımız kadar yazdıklarımız da değişti tabiiki. Korona virüsü çıktı çıkalı herkesin her kesimin ağzında aynı kelime, onunla ilgili söylemler haberler dolanır oldu. Tabiri caizse korona ile..
Bugünlerde gündemimiz epeyce değişti. Konuştuklarımız kadar yazdıklarımız da değişti tabiiki. Korona virüsü çıktı çıkalı herkesin her kesimin ağzında aynı kelime, onunla ilgili söylemler haberler dolanır oldu.
Tabiri caizse korona ile yatar, korona ile kalkarolduk. Dün akşam bizim evdeki ufaklık bile, ne kadar etkileniyorsa gündemdenmutfağa heyecanla koşup anne çabuk gel bugünkü sonuçlar açıklanıyor diye benihaberlerin başına çağırdı ve kendince yayınlanan rakamları ve artışı yorumladı. Günü böylehaberler dinleyerek geçen küçücük çocuk sokağa çıkma kelimesinden bile ürkeroldu. Birdenbire ne kadar da değişti hayatımız, her şey alt üst oldu. Biraz ismiyle de müsemma olsagerek korona dendi mi ‘kıran’ kelimesi geliyor aklıma her seferinde. Eskiler bilirlerbizim çocukluğumuzda ‘Kıran girmek’ deyimini sıkça duyardık. Büyüklerimizfalanca köye kıran gelmiş, falancanın kümesine kıran girmiş tavuklar telefolmuş siz de kümeslerin kapısını kapatın derlerdi. Tavuklar kümeslere kapatılırgünlerce çıkarılmazdı. Olan olay da alınan tedbir de aynıydı aslında. Bazen de manasını tam da düşünmedenözellikle de yaşlılarımız onları kızdıran biz çocuklara’ kıran giresiceler’ diyebeddua ederlerdiJ)Peki neydi kıran girmek, ne demekti. İki manası var Kıran girmek deyiminin: 1-(insan ve hayvan için)kısa bir zaman içinde ve çok sayıda ölmek.2. ( nesne için)daha önce çok olanşey bulunamaz olmak, ortadan kalkmak.’ Her iki manasın da yaşadığımız bir zamandilimizdeyiz. Tabiri caizse kıran girdi hayatımıza. Maalesef birinci manasına müsemma canlargitmekte birer birer, canlarımız koparılmakta hayatımızdan. İnşallah bu sayınınen asgari ölçü de kalması temennisi ile ben ikinci manasının üzerinde durmakistiyorum. Önceleri içinde bulunduğumuz ama pek de farkına varamadığımız,kıymetini bilemediğimiz, hayat adına nice anlam kayıp gitti avuçlarımızımiçinden. Salgının ülkemize gelmesiyle beraber önce çocuk cıvıltıları yok olupgitti okul bahçelerinden. Sonra sokaklardan insan sesleri çekildi bir bir. Sonra da insanlar aramızdan…Hayat önce yavaşladı sonra durma noktasına geldi neredeyse. Her sabah işegitmek için sokağa çıktığımızda aşina olduğumuz yüzler silindi yolumuzdan.Belki çoğumuz söylene söylene gittiğimiz işlerimize dahi gidemez olduk, kapandıekmek kapılarımız. Yolda rastladığımız insanlara karşı güvenimiz de gitti. Tatlı bir tebessümlegünaydın derken belki yeni güne , şimdi yanımızdan insan geçerken nefes almayakorkar olduk. Çok sevdiğimiz temiz havayı bile içimize, ciğerlerimize çekemezolduk. Herkese hasta gözüyle bakıp, bazı takıntılara saplanıp, ruh sağlığımızıkaybeder olduk. Hadi bir hava alalımdiye ailecek dışarıya çıkamaz, alışveriş merkezlerini çarşı pazarı dolduramazolduk. Çok yakınımızda olan her insanla aramıza mesafeler girdi. En yakınımıza çocuğumuza bile sarılmaktançekinir olduk. Hayatın yoğun temposunda ihmal ettiğimiz, çok yoğunumbahanesinin ardına sığınıp ihmal geldiğimiz büyüklerimizin, akrabalarımızınyüzüne hasret kaldık. Onları ziyaret edemez olduk. Ruhumuzu dinlendiren dostmuhabbetlerimizi askıya aldık. Haftaya giderim oturmaya dediğimiz,ertelediğimiz muhabbetler başka bahara kaldı. Eş- dost, komşu çağırmayı unuturolmuştuk. Farkına varmadan kendimize yaptığımız külfet. eziyet yüzünden. Temizliğiydi, hazırlığıydı derkenonca işi kim yapacak deyip bir bir uzaklaşmıştık çevremizden. Şimdi ise birdost selamına, bir komşu kapısına, bir hoş geldin cümlesine ,sımsıkı sarılmaya ,bir dost omuzuna, derdimizi anlatıpdostumuza, derdine derman olmaya, havadan sudan da olsa iki çift kelama yoksunbırakıldık. Hızlı bir temponun içinde günlerin nasıl geçtiğini bilemezken dörtduvar arasında mahkum kaldık. En çok da camiler boynu bükük kaldı. Sadece yaşlılarımıza terk ettiğimiz kıymetinibilemediğimiz ‘toplanma’ manasına gelen camilerimizde cemaat olmayı, bir arayagelmeyi özlemle bekler olduk. Kandillerimiz, teravihlerimiz ve belki debayramlarımız… Ne çok şey alındı hayatımızdan… Belki tatil mi -ziyaret miikilemi yaşadığımız bu bayramda kimse çalmayacak kapımızı ve belkigidemeyeceğiz anne- babamızın yanına. Çocuklar korkudan şeker toplamak içingelemese de, artık kapımıza gelen yetişkinler de olmayacak bu bayramımızda. Çokbayram gör diyenlerimiz…bayram sabahlarının tatlı telaşı koşa koşa gidilen,çıkışta da herkesin birbiriyle bayramlaştığı bayramlarımız…..Ne çok şeye kırangirmiş hayatımızda aslında, korona değil de” kıran o” olsa adı yanlış olmazzannımca.
Peki “Kazandıklarımızne?” dediğinizi duyar gibiyim… Ne mi? Öncelikle israf çıktı hayatımızdanAslında ihtiyaç dediğimiz çok şeyin, ne de az lüzumlu olduğunu öğrendik. Eveteve sığdırdık hayatı belki, ama ne çokşükredecek şeyimiz olduğunu anladık .Meğerse ne az şükredermişiz onu kavradık.Yıllarca yatağa bağlı gün yüzüne hasret hastalarımızın haliyle hallenip empatikurabildik. Sağlığın ne büyük nimet olduğunu anladık. Hayatımızdan çıkardığımızölüm duygusunun aslında ne de yakınımızda olduğunu hissettik. Ve en önemlisi deboş zaman. Bu yoğun tempoda koşuştururken, kendimize bile ayıracak zamanımızyok diye hayıflanırken kendimizle baş başa kaldığımız bir anda buldukgünlerimizi. Hani hep ertelediğimiz, hayatımızda vaktim olsa yaparım dediğimizgüzellikler var ya kendimiz adına. İşte tam da zamanı. Bu hayatınbereketlendiği zamanda kendin adına yapacak güzelliklerin olsun .Ailenleberaber geçireceğin kaliteli vakitlerin bu süreçten sonra geriye bırakacağıniyikilerin olsun. Peygamber Efendimiz( S.A.V.) bir hadisi şerifinde buyuruyorki: Beş şey gelmeden önce, şu beş şeyin kıymetinibilin:1- İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin,2- Hastalıktan önce sağlığın,3-Meşguliyetten önce boş vaktin,4- Fakirlikten önce paranın, zenginliğin,5-Ölmeden önce hayatın, dünyada âhireti kazanmanın kıymetini bilin!)
Tam da bugünler için söylenmiş bir hadisöyle değil mi? Şartlar ne olursa olsun, hayat imtihanı ne getirirse getirsin elimizdekilerinkıymetini bilelim ve hamd edecek bir şeyler bulalım kendimize. Rabbimin şükrünüzüartıracak daha nice güzel günler nasip etmesi temennisi ile….Vesselam.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)