Aksaray İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Şenol Korkmaz önderliğinde, Aksaray 15 Temmuz Milli İrade meydanında Urumçi’deki Doğu Türkistan halkına yapılan katliam üzerine pankart açıldı. 5 Temmuz 2009 yılında Çin hükümeti tarafından Doğu Türkistanlı vatandaşların öldürülmesine ve onlara yapılan zulme dikkat çekti.
Konuyla ilgili açıklama yapan İHH Başkanı Korkmaz; “Bugün 5 Temmuz. 2009 yılında, işçi olarak Urumçi’deki bir fabrikada çalışan iki Doğu Türkistanlı gencin linç edilerek öldürülmesinin ardından bilgi alma talebiyle valilik önünde toplanan kalabalığa ateş açılmasıyla başlayan Urumçi Katliamının yıldönümü. Urumçi Katliamında Çin Hükümetinin emriyle yüzlerce kişi öldürüldü, binlerce kişi yaralandı ve on binlerce kişi ise tutuklandı. Tutuklanan kişilerin büyük çoğunluğundan hala haber alınamıyor. “ dedi.
İHH Başkanı Korkmaz Doğu Türkistan’da insan haklarının ihlal edildiğine değinerek; “Çin’de kanlı bir iç savaş sonucu iktidarı ele geçiren Çin Komünist Partisi’nin 1949 yılında işgal ettiği ve 1955 yılında Sincan Uygur Özerk Bölgesi adıyla tahakkümü altında tuttuğu Doğu Türkistan’da insan hakları ihlalleri hayatın tüm alanlarında yoğun bir şekilde devam ediyor. Çin Hükümeti, sistematik asimilasyon, işçi programları ve zorunlu göç nüfus politikaları ile Doğu Türkistan’ın Müslüman nüfusunu azaltmaya çalışırken, Çinlilerin ev ve iş garantileriyle Doğu Türkistan’a göçleri teşvik edilmekte, demografik yapı tersine çevrilmeye çalışılmaktadır.” dedi.
Çin hükümetinin Doğu Türkistan halkına yaptıklarına dem vuran İHH Başkanı Korkmaz, “Çin Hükümetinin 2017 yılından bu yana yoğun bir şekilde kurduğu ve Uygur Türklerinin türlü işkencelere, asimilasyon politikalarına, kadınların rutin olarak tecavüze maruz kaldığı toplama kamplarının sayısının 1200’ü bulduğu ve bu kamplarda tutulan insan sayısının ise 3 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ne hazindir ki, bu hak ihlalleri ve soykırım uygulamalarını uzun yıllardır yürütmekte olan Çin, 7 Ekim 2020 tarihinde 138 ülkenin oylarıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu olarak seçilmiştir. Çin, tüm uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde asimilasyon ve soykırım politikalarına devam ediyor. Evrensel İnsan Hakları Bildirisinin maddelerine aykırı davranıyor. Yine BM tarafından kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin maddeleri arasında yer alan tüm soykırım fiillerini işliyor. Doğu Türkistan’da adım adım birçok alanda soykırım işliyor. “ifadesine yer verdi.
İHH Başkanı Korkmaz, Çin hükümetinin Doğu Türkistan da yaptığı soykırıma değinerek; “Dini değerlerin tamamına yönelik saldırılar, cami, medrese ve İslam kültür öğesi eserlerinin yıkılması, Bir Kuşak Bir Yol projesi güzergâhında bulunan Müslümanlara ait köy ve kasabaların tüm kültürel ve tarihi dokularıyla birlikte yerle bir edilmesi ve bu yerlerin ahalisinin farklı bölgelere sürgün edilmesi, 18 yaşından küçüklerin, memur, işçi, öğrenci, emekli ve kadınların ibadet yerlerine girmesi ve ibadet etmesinin yasaklanması, Ramazan ayında oruç tutmanın yasaklanması, Müslümanlara ait mezarlıkların yok edilmesi ya da taşınması, Müslümanlara domuz eti yedime ve alkol kullandırma, çocukların sünnet ettirilmesinin yasaklanması, evlilik ve cenaze törenlerinin dine ve örfe uygun yapılmasının yasaklanması, Türk kızlarının zorunlu olarak Çinli erkeklerle evlendirilmesi, toplumun lider ve aydınlarının, akademisyenlerin toplama kamplarına kapatılmak suretiyle topluma yön verecek isimlerden toplumun mahrum bırakılması, dini ve milli bayramların yasaklanması, ürünlerin “helal” olarak etiketlenmesinin yasaklanması ve helal etin Müslümanların yemesi haram olan domuz etiyle birlikte satılması, Uygurlara verilmiş anadilde eğitim hakkının yasaklanması ve Çincenin tüm okullarda zorunlu dil haline getirilmesi, Uygarca dini ve milli eserlerin, Kur’an-ı Kerimlerin toplanarak yakılması, okumanın ve bulundurmanın yasaklanması, buna aykırı davrananların hapis cezasına çarptırılması.” dedi.
İH Başkanı Korkmaz konuşmasının devamında ise; “Doğu Türkistan’daki Çin zulmü yalnızca bu yapılanlarla da sınırlı değil elbette. Hayatın birçok alanında bu asimilasyon politikaları daha da artırılarak devam ettiriliyor. Endişe ile söylüyoruz ki, İslam dünyasının ve tüm insanlığın sırtını döndüğü Doğu Türkistan, eğer gündelik kazançlar ve reel politik kaygılarla unutulursa ayrın yanında durulacak bir Doğu Türkistan olmayacak.” şeklinde konuştu.
Çin hükümetinin yaptığı zulmün başlıca nedeni olarak ekonomik çıkar olduğuna değinen İHH Başkanı Korkmaz; “Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde periyodik olarak devam ettirdiği zulmün arkasında yatan nedenlerin en önemlilerinden biri ise ekonomik çıkarlardır. 138 çeşit madenin çıkarıldığı Doğu Türkistan, özellikle petrol, doğalgaz, uranyum, altın, kömür gibi madenler açısından oldukça zengindir. Bölge aynı zamanda 8 ülkeyle var olan sınırları, Çin’in 2013 yılında ilan ettiği “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin güzergahında olması gibi nedenlerle ekonomik ve jeostratejik açıdan büyük öneme sahiptir. “ dedi.
Doğu Türkistan halkına yapılan zulme ses çıkarmayan kurumlara yönelik konuşan İHH Başkanı Korkmaz; “Çin hükümetinin Doğu Türkistan’daki sistematik hak ihlalleri, asla görmezden gelinemeyecek, vicdan sahibi herkesin karşısında durması gereken büyük zulümlerdir. Ne yazık ki, şu ana kadar ne Birleşmiş Milletler, ne İslam İşbirliği Teşkilatı, ne de diğer uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşen görevi yerine getirememiştir. Buradan açık bir şekilde çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki, insanlık tarihi boyunca ne kadar zulüm ve zalim varsa hepsi tarihe kara birer leke olarak geçti. Ne de kadar zulüm ve zalim destekçisi varsa onlar da öyle. Gelin sizler bu zulümleri engellemek için adımlar atın. İnsan haklarına savaş açan, insanlık onurunu çiğneyen ve on yıllardır türlü zulümler işleyen Çin hükümetine gereken yaptırımları uygulayın.” dedi.
İHH Başkanı Korkmaz sözlerinin sonunda ise; “Basın açıklamamız vesilesi ile Türkiye halkı olarak, 2009 Urumçi Katliamında ve yıllardır süren diğer saldırılarda hayatlarını kaybeden Doğu Türkistanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Doğu Türkistan’da zulüm bitene kadar, kardeşlerimizin yanında duracağımızı ve asla yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.” dedi.
Haber: Fatma Altınok