Biyoteknoloji tekniklerinden en çok tercih edileni, 326 girişimle “DNA/RNA” teknikleri oldu. Bunu, 256 girişimle “süreç biyoteknolojisi teknikleri” ve 190 girişimle “proteinler ve diğer moleküller” teknikleri takip etti. Sektördeki girişimlerin büyük çoğunluğu (yaklaşık %39.7) insan sağlığına yönelik biyoteknoloji çalışmalarına odaklanmış durumda.
Piyasada biyoteknoloji ürünü satan girişim sayısı 400’e yükselirken, biyoteknoloji patent başvurularında da artış yaşandı. 2023 yılı itibarıyla biyoteknoloji patent başvurusu yapan girişim sayısı 167’ye, tescil edilen biyoteknoloji patenti olan girişim sayısı ise 130’a çıktı. Bu paten başvurularının çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerden geldi.
2023 yılında biyoteknoloji Ar-Ge harcamaları da büyük bir artış gösterdi ve toplamda 2 milyar 493 milyon TL’ye ulaştı. Ancak, sektördeki girişimlerin karşılaştığı en büyük engel, %63,6 oranıyla sermayeye erişim sorunları. Ayrıca, biyoteknolojik ürünlerin ticarileşmesinin önündeki en büyük engel de yine sermaye eksikliği olarak belirtiliyor.
Biyoteknoloji sektörü, Türkiye’deki ekonomiye önemli katkılar sağlamayı sürdürüyor. Ancak, sektördeki büyüme potansiyelinin tam anlamıyla ortaya çıkabilmesi için sermaye ve nitelikli insan kaynağı gibi temel engellerin aşılması gerektiği vurgulanıyor.
Ağustos Gerçe