Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilcisi Aydın, 17 Ağustos depremine yönelik konuştu

Jeoloji Mühendisleri Odası Aksaray İl Temsilcisi Tayfun Aydın 17 Ağustos depremine yönelik açıklamalarda bulundu.

Jeoloji Mühendisleri Odası Aksaray

1999 yılında yaşanan ve çeyrek asır geçen depreme yönelik açıklama yapan Aydın, “17 Ağustos 1999 Marmara depremlerinin üzerinden tam 25 yıl geçti, çeyrek asır. Depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.” dedi.

17 Ağustos 1999 yılında Marmara bölgesi Gölcük merkez üstü olan büyük bir deprem yaşanmıştı. Gece 03.02 saatinde meydana gelen depremin üzerinden 25 yıl geçti.  Depremin seneyi devriyesinde açıklama yapan Aydın, “Tüm dünya ülkeleri özelikle 1960’lı yılların ikinci yarısından sonra Birleşmiş Milletler çatısı altında bir araya gelerek “afetler ve iklim değişikliği” etkilerinin azaltılması çalışmalarına odaklanırken, ülkemizde ise birçok konuda olduğu gibi afet risklerinin azaltılması konusunda da yeterli çalışmaların yürütülmemesi nedeniyle toplum, afet tehlikelerine karşı savunmasız hale getirildi.” şeklinde konuştu.

İl Temsilcisi Aydın sözlerinin devamında, “Afetlere karşı dirençli yerleşimler, dünya için olduğu kadar ülkemiz için de yeni bir olgu olmamasına rağmen Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yılında 1924’te, meydana gelen Erzurum depremlerinden günümüze kadar geçen 100 yıllık süreçte, depremler ve diğer afetler sonucunda yüzbinlerce insanımızı kaybettik. Yaşanan bunca kayba karşı ülkede, afetlerle mücadele kültürü hâlâ oluşturulamamış, idareler kamusal sorumluluklarını yerine getirmemiş, adalet sistemimiz afet suçları karşısında yetersiz kalmış, afet dirençli kent olgusu mevzuatımızda yer bulamamış, afetlerden zarar gören halkımızın uğradığı acılar, kayıplar ile maddi ve manevi zararlarla baş başa bırakılmıştır.” ifadelerini kullandı.

Afet risklerini azaltmak  için politik kararlılığın yürütülmesi gerektiğini dile getiren, Aydın, “Kocaeli ve Düzce depremlerinden 3 yıl önce İstanbul’da ev sahipliğini yaptığımız Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı (Habitat II) Deklarasyonuna attığımız imza ile ‘afetler karşısında giderek artan korumasızlığa’ karşı ‘insan yerleşmelerini daha güvenli, daha sağlıklı ve yaşanabilir’ kılmayı hedeflediğini ifade eden ve  ‘gerekli planlama mekanizmaları ve kaynakları sağlayarak doğa kaynaklı afetlerin ve diğer acil durumların insan yerleşimleri üzerindeki etkilerini hafifletmek, afetten etkilenen yerleşimleri gelecekteki afetlerle ilgili riskleri azaltmak’ için politik kararlılığını hem merkezi yönetimler hem de yerel yönetimler kararlılıkla yürütmelidirler.” Dedi.

Aydın açıklamalarının devamında 6 Şubat depremine de değinerek, “Afetlerle mücadele kapsamında alınan merkezi kararlar yerelde yorum farklılığına bırakılmayacak şekilde detaylandırılmalı, yerel yönetimlerde bunun sorumluluğu ve bilincinde olmalıdırlar.” diyen Aydın, “17 Ağustos 1999 tarihinden itibaren geçen 25 yılda ne yazık ki aynı acıları tekrar tekrar yaşadık. Bunların en sonuncusu ve en ağırı da ‘Asrın Felaketi’ dediğimiz 6 Şubat Kahraman Maraş Depremleriydi. Bu depremlerin akabinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 9 Nisan tarihinde yayınladığı Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Tasnif Cetvelinde Büyükşehir Belediyelerinde Afet Daire Başkanlığı, İl ve İlçe Belediye Başkanlıklarında da Afet Şube Müdürlüğünü şart koşmuştur. Bilindiği gibi Afetlere güvenli bir düzende ulaşmak için belli başlı iki temel yol vardır. Bunlardan birincisi afetlerde zarar görme ihtimali olan bölgelerde risk azaltma çalışmaları ikincisi ise afetten sonra zarar görmüş yerleşim yerlerinin iyileştirme çalışmasıdır. Yerel yönetimlerde Bakanlığın tebliğiyle kurulacak olan Afet daire başkanlıkları ve Şube müdürlükleri Afet risk yönetiminde önemli yapı taşları olacaklardır. Bu birimler belediyelerde afet öncesi çalışmalarıyla artık depremin yıkımının önüne geçmesi bakanlık tarafından amaçlanmıştır. Fakat bu konuda bakanlıkla aynı hassasiyeti taşımayan yerel yönetimler bulunmakta, bu kadar önemli birimlere liyakatsiz atamalar gerçekleştirilmektedir. Yerel yönetimler bu birimin esas görevlerini iyi analiz etmeli ve liyakatli atamalar yapması bundan sonraki süreçlerde yıkımın ve can kayıplarının en aza ineceği gerçeğiyle hareket etmelilerdir.” ifadelerini kullandı.

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Tayfun Aydın sözlerine, “Yapılaşmada en önemli husus denetimdir. Denetimler sıkılaştırılmalı yerel yönetimlerde denetim noktasında yeterli kadrolar tahsis edilmelidir. Aksaray’da bu konuda diğer illere göre ilerdeyiz. 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 25. Yılında tek temennimiz bundan sonraki yaşanacak depremlerde tekrar yıkımlar yaşamamak, bunun için de Yerel Yönetimlere büyük sorumluluklar düşüyor ve kendilerinin bu sorumlulukları hakkıyla yerine getirmeleri Anayasal yaşam hakkının en büyük güvencesi olacaktır.” diyerek son verdi.

Fatma Altınok