CHP PARTİ MECLİSİ ÜYESİ VE YURTİÇİ ÖRGÜTLENME KOORDİNATÖRÜ ALİ ABBAS ERTÜRK:
Bahçeli’nin açıklamasının onda birini yapsak, il binalarımız ateşe verilirdi!
CHP Parti Meclisi Üyesi ve Yurtiçi Örgütlenme Koordinatörü Ali Abbas Ertürk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, “Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşması” için çağrı yapması konusunda açıklama yaparak, “Bu açıklamanın onda birini bırakın genel başkanını, CHP’nin herhangi bir üyesi söylemiş olsaydı, şu an il binalarımız ateşe verilmiş, taşlanıyordu!” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) CHP Parti Meclisi Üyesi ve Yurtiçi Örgütlenme Koordinatörü Ali Abbas Ertürk, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle partisinin yaptığı çelenk sunma programı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Ertürk açıklamasına, “Öncelikle tüm yurttaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Cumhuriyet Bayramı bizim en özel, en anlamlı bayramımız. Cumhuriyeti daha anlamlı kılan ise onu demokrasi ile taçlandırmaktır. Eğer bugün Türkiye Cumhuriyeti bölgede yaşadığımız Orta Doğu bataklığından daha uzaktaysa, Lübnan’da, Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta yaşananlar bugün itibari ile ülkemizde yaşanmıyorsa; bunun en büyük sebebi bize bu bayrama armağan eden, bu rejimi armağan eden, Kurtuluş Savaşı’nda kahramanca dövüşen Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarıdır. Bizim idealimiz, siyaset yapma hedefimiz Cumhuriyeti yüzyıllarca yaşatmaktır. Anadolu coğrafyasında, Cumhuriyet rejimini sonsuza kadar yaşatmak için Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyaset yapıyoruz. Tüm yurttaşlarımızın bayramını kutluyorum. Nice mutlu, huzurlu bayramlar diliyorum.” diyerek başladı.
CUMHURİYETİN BURUK YANI ÜLKEMİZDE DEMOKRASİNİN OLMAMASIDIR!
Ertürk sözlerine, “Cumhuriyetin buruk yanı ülkemizde demokrasinin olmamasıdır. İnşallah, en kısa zamanda da demokrasi ile Cumhuriyeti taçlandırıp bu ülkeyi batı ülkeleri standartlarında, insanların mutlu, huzurlu, refah içinde yaşadığı, artık insanların gelecek kaygısı duymadığı, annenin babanın, çocuğunun geleceğinden kaygı duymadığı, kadınlarımızın, ‘Acaba bir köşe başında bir cinayete kurban gider miyim?’ endişesi taşımadığı, insanların düşüncesinden, düşüncesini ifadesinden dolayı, ‘Sabah kapıma İçişleri Bakanlığı tarafından polisler gönderilir mi?’ endişelerini taşımadığı bir rejimi, demokratik cumhuriyeti yeni dönemlere, yeni yüzyıllara hep birlikte taşıyacağız.” diyerek devam etti.
TBMM KÜRSÜSÜNÜ 30 BİN İNSANIMIZIN CANINA MAL OLMUŞ, ELİ KANLI BİR KATİLE AÇMAK, O KÜRSÜDE KONUŞMA YAPMAYA DAVET ETMEK, HER ŞEYDEN ÖNCE TÜRK MİLLETİNE, BU ÜLKENİN İNSANINA ÇOK BÜYÜK VE HAKARETTİR!
Devlet Bahçeli’nin, Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamalarına da değinen Ali Abbas Ertürk, “Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) milli iradenin tecelli ettiği yerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkenin sorunlarının çözüme kavuşturulduğu yerdir. Bu kutsal çatı altında halkın seçtiği milletvekilleri; Kürt sorununu tartışabilir, Türk sorununu tartışabilir, güvenlik meselelerimizi tartışabilir. O çatı altında her şeyi tartışabilir. Ama o kürsü hem anayasamız tarafından, hem de Türk milleti tarafından seçilmiş milletvekillerine tahsis edilmiş bir kürsüdür. O kürsüyü 30 bin insanımızın canına mal olmuş, eli kanlı bir katile açmak, o kürsüde konuşma yapmaya davet etmek, her şeyden önce Türk milletine, bu ülkenin insanına çok büyük ve hakarettir! Bu konuda Genel Başkanımız Özgür Özel’de tavrını koymuştur. Kürtlerde en az Türkler kadar bu ülkenin eşit yurttaşıdır. Hiç kimsenin bir evin içinde üvey evlat gibi kendi hissetmeyeceği demokratik her türlü düzenlemeye varız ama bunu seçilmiş milletvekilleri aracılığı ile yaparız. Parlamento‘nun kürsüsünü başkalarına açmak o kürsüyü milletin vekâletinden başka amaçla kullanmak kesinlikle kabul edilebilir değildir.” ifadelerini kullandı.
BU DURUMU HİÇ KİMSE DEVLET AKLI DİYE BİZE PAZARLAMAYA KALKMASIN!
Ertürk açıklamasında, “Bir şey de vatandaşlarımıza söyleyeyim. Devlet Bahçeli’nin yaptığı bu açıklamanın onda birini bırakın genel başkanını, Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesi söylemiş olsaydı, şu an il binalarımız ateşe verilmiş taşlanıyordu! Böyle bir şeye kabul etmiyoruz! Bunu da hiç kimse devlet aklı diye bize pazarlamaya kalkmasın. Bu devlet aklı falan değildir. Bu olsa olsa Recep Tayyip Erdoğan’la Devlet Bahçeli’nin, ‘İktidarımızı beş yıl daha nasıl sürdürebiliriz?’ diye ortaya koyduğu bir kurnaz akıldır. Bunu kimse devlet aklı diye sunmasın. Devlet aklımız böyle bir şeyi kabul etmez. Bugün ülkeyi yönetenler kendisini devletin yerine koyduğu için, kendi demeçlerini, kendi kişisel hedeflerini devletin çıkarıymış gibi lanse ettikleri için bu sorunları yaşıyoruz zaten. Türkiye Cumhuriyeti’nin devletinde bu devlete bağlı hiç kimse, bu devlete gönül vermiş hiç kimse Türk-Kürt ayrımı yapmadan o kürsünün o şekilde kullanılmasına müsaade etmez, etmeyecektir de! Ama şunu da Cumhuriyet Halk Partisi baştan beri söylemiştir. Kürt halkının seçmiş olduğu bir parti var ve parlamentodadır. O parti ile bu konularda diyalog kurulabilir demiştir. Baştan beri biz bu diyaloğu kuruyoruz. Ama Meclis lokantasında DEM’li milletvekilleri ile oturup, şaka yapıp, sohbet edip, kameranın karşısına geçince, ‘DEM’in elini sıkan bölücüdür!’ diyenler iki yüzlüdür. İşte Devlet Bey’in son açıklaması da bunların gerçek yüzünü, gerçek milliyetçiliklerini, aslında perde arkasında ne düşündüğünü, kameralara ne konuştuklarını ortaya koymuştur.” dedi.
ARTIK BU TOPRAKLARDA TEK BİR ASKERİMİZİN BURNU KANASIN İSTEMİYORUZ!
Ertürk açıklamasını, “Biz dün dediğimiz yerdeyiz. Meclis’teki her parti ile muhatap oluruz. Bu işin çözümünü de onlarla da tartışırız. Bu konuda eğer askerlerimizin şehit olmayacağı, bu eli kanlı örgütün kendini lağvedeceği bir gelişme olursa, her Türk vatandaşı gibi bundan memnuniyet duyarız. Artık bu topraklarda tek bir askerimizin burnu kanasın istemiyoruz. Bunun için varız ama kimse kusura bakmasın Erdoğan’ın tahtını sağlamlaştırmak için Meclis kürsüsünü teröristlere açarsak, yarın o yoldan başkaları da girmeye başlar ve devlet geleneğiyle örtüşmeyen, sonu çok tehlikeli sulara varmamıza sebep olacak bir kapı da açmış oluruz. Bu konudaki tavrımız genel başkanımızın da açıkladığı gibi nettir. Sınırsız demokrasi istiyoruz bu topraklarda ama böyle bir şeye de şiddetle karşıyız.” diyerek sonlandırdı.
Avni KURU