*Gazeteci-Yazar Ali Genç “Asılsız yalanlarla geçmişimizin önemli bölümünü yok ederken, asılsız bilgilerle de değer biçilmez hazinelerimiz olan gerçeklerimizin gölgede bırakılması ,hatta yok sayılmasının yanında kul hakkı yenilmesinin yanında bin bir emek verenlere de vefasızlık yapılıyor.”
Coğrafi konumuyla dünyanın merkezi olan, bu özelliğinden dolayı tarih boyunca yeryüzünde kurulan tüm uygarlıklarla, devletlerin direkt ve dolayı olarak ilgilendikleri Kapadokya’nın ve Selçuklunun şanlı başkenti, yeryüzünde maddi ve manevi ilimlerin gelişmesini sağlayan onlarca ilkler ve teklerin merkezi, yer yüzene şan veren onlarca devlet ve siyasetle âlimler ve kahramanlar diyarı Aksaray ile ilgili akla ziyan bazı gerçek bilinen yanlışları ve asıl gerçekleri araştırmacı-gazeteci Ali Genç açıkladı.
Gazeteci-Yazar Ali Genç konuyla ilgili yaptığı açıklamada;
AKSARAY 1.İLÇELİK ESARETİNDEN 1923 DE DEĞİL 1920’DE KURTULARAK VİLAYET OLDU!!!
“Ben söyledim veya yaptım oldu” anlayışıyla cahil olmaktan daha da kötüsü olan cahilliğinin farkında olmayanlar her hangi bir konuda birçok kaynaktan araştırma yapmadan ya basma kalıp şehir efsaneleri veya bu konuda bir çok yerde bulunan yanlışların gerçeğini bulma zahmetine katlanmadan “Kopyala yapıştır” yöntemiyle kullandıklarında daha önce kendilerinin veya kendileri gibi yapılan yanlışlardan biriside Aksaray’ın 1. İlçelikten kurtularak 13 süren Vilayetlik tarihi konusundaki aslı astarı ve dayanağı olmayan işkembeyi kübradan atılan yanlıştır.!!!
Eski Enerji bakanı hemşerimiz Ali Rıza Alaboyun’ un danışmanı bir zamanların Gülpınar beldemizin başarılı belediye başkanı Rasih Bostancı başkandan dileğim üzerine TBMM’den bulunup bana gönderilen Aksaray’ın 75 yıl süren ilik ilçelik esaretinden kurtarılmasını sağlayan 40 numaralı kanun belgelerini gönderdi.
Gönderilen bu belgelerle dillere galat olanın yanlış ve yalan bir bilgi olduğunu Aksaray tarihinde ilk defa 2008 yılında yayınlayarak yanlışı düzeltmiştik.
Elimizde bulunan şimdiye kadar onlarca defa başta Aksaray Yenigün gazetemiz olmak üzere yazılı ve internet gazetelerinde yüzlerce kez paylaştığımız Meclis tutanaklarında belirtildiği gibi 13 veya 14 Ekim 1920’de Büyük Millet Meclisinde kabul edilen 40 Numaralı kanunla Aksaray’ın il olmasına rağmen birçok kişi akla ziyan şekilde bu gerçeğe rağmen yanlışlarında ısrar ederek ilik ilçelik esaretinden kurtularak il olmamızı 1923 olarak belirtiyor!!!
Yani eldeki net ve kesin bilgilere rağmen halen Aksaray’dan bahseden birçok yayında ve internette akla ziyan şekilde bu yanlışa devam ediliyor.
TARİH CAHİLLERİ AKSARAY’IN GEÇMİŞİNDEKİ 1000 İLA 6000 YILI YOK SAYIYORLAR!!!
Atalarımız “İslam’ın şartı altıdır, yedincisi olsaydı o da haddini bilmek olurdu.” diyerek insanların haddini bilmelerini istemesine rağmen iki kitap okuyarak veya internetteki teyitte muhtaç yazıyı okuyarak kendilerini tarihçi sananlar yüzünden maalesef bilgi kirliliği diz boyu.
Bunlardan biriside İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalından Ufuk Esin başkanlığında gerçekleştirilen, ikinci başkanlığı ise Dr. Savaş Harmankaya’nın Arizona (ABD) ve Paris Üniversitelerinden bilim adamları tarafından yapılan kazılarda Aksaray’ın geçmişi milattan önce 900 olarak tarihlendirilmesine rağmen bu somut kanıtların yok sayılmasıdır.
Bu cahiller akla ziyan şekilde Aksaray’ın geçmişinden yani kadim tarihinden 6000 ila 1000 yılını çalıyorlar.
AKSARAY İLİNİN OSMANLI VE SELÇUKLUDA Kİ SINIRLARI KIZILIRMAK,MELENDİZ DAĞI VE OVASI, HASANDAĞININ ARDINDA ALTUNHİSAR İLE EREĞLİYİ VE TUZ GÖLÜNÜN TAMAMINI İÇİNE ALIYOR!!!
Bir zamanlar bakanlıkta yapan komşu ve kardeş Kırşehir ilinin bir siyasetçisinin iddia ettiği ve ilimizden Vatan delileri efsane siyasetçimiz Mahmut Öztürk, dönemin HAS Parti İl Başkanı harita mühendisi Nurettin Aktan, MÜSİAD Aksaray il temsilcisi Zeki Kalya ve kültür araştırmacısı, Aksaray türkülerinin yazarı Cihan Emel Demiryürek’ten başka dönemin iktidar ve muhalefet partilerinin vekilleri, mahalli idarecilerinin karşı çıkamadıkları bir iddia ortaya atılmıştı
Ortaya atılan ”Eskiden Kırşehir’e ait olan Ortaköy, Sarıyahşi ve Ağaçören tekrar bize bağlansın” iddiaları Osmanlı ve Selçuklu ile Cumhuriyet dönemi belgeleri çürütüyor.
Osmanlı ve Selçuklu dönemi Aksaray sınırları bilindiği gibi Kızılırmak’tan başlayıp komşu ve kardeş Niğde ilinin şu anki Altunhisar ilçesi ile Melendiz Dağının bizden yana olan kısmı, Konya Ereğli, Şereflikoçhisar, Obruk Hanın bulunduğu yerden başlayarak Konya Cihanbeyli ve Kulu ile eskinin Arapsun, günümüzün komşu ve kardeş vilayeti Nevşehir’e bağlı Gülşehir ilçesi ile birlikte Tuz Gölünün tamamında Aksaray sınırları içindeydi.
Bu sınırlarımız içindeki yerlerin birkaçı istisna 1920- 1933 yılları arasındaki Aksaray’ın ilk vilayetliği döneminde Aksaray il sınırları içinde olduğunun kanıtı oğlum Yunus Şammas’ın bulduğu şu anda arşivimde olan 1930 yılı Türkiye hartasıdır.!!!
”KARAMANİ-KARAMANCI” İSİMLERİNİ TAŞIYAN AKSARAYLI DEVLET VE SİYASET ADAMLARINI BİLE CAHİLLER 1932’YE KADAR İSMİ “LARENDE” OLAN KARAMAN’LI SAYMALARINA AKSARAY’DAN SES YOK!!!
Bin dokuyuz otuzlara kadar ismi ”Larende” olan bu tarihten itibaren ”Karaman” olarak isimlendirilen ve Osmanlı dönemindeki Karaman eyaleti olan merkezi Konya ili olan bu eyaletteki Aksaraylı ve ile bağlı diğer illerdeki “Karaman’i-Karamanci” ve benzeri unvanlarını kullanan devlet ve siyaset adamlarıyla din adamlarına tarih bilgisinden yoksunlar tarafından akla ziyan şekilde Karamanlı denilmektedir.
AKSARAY KAPADOKYA BÖLGESİNİN EŞİĞİ, GİRİŞ KAPISI DEĞİL KALBİDİR!!!
Günümüz Kapadokya Bölgesinin sınırları Konya Kulu makası, Kırşehir Kaman, Niğde Eski Gümüşler Manastırı ve Kayseri Soğanlı Vadisini içine alan üçgenin içinde Aksaray ilinin tamamı bulunmasına rağmen bizdeki coğrafya ve tarih cahilleri tarafından belirtilen ”Kapadokya’nın girişi ve kapısı” gibi sözlerin tamamı yanlıştır.
Aksaray için bu konuda söylenecek en doğru cümle ”Kapadokya’nın merkezi veya kalbi ile yüreğidir.”
AKSARAY’IN PROJESİ VE HÜKÜMETİN PROJASİ OLAN İKİ DEMİRYOLU HATINDAN YAVAŞ OLAN HAT YOK, AKSARAY-ULUKIŞLA, AKSARAY KONYA VE, AKSARAY NEVŞEHİR HATLARININ İKİSİDE HIZLI TREN
Bu projenin oluşmasında iğne ucu kadar bile emek olmamasına ve iddia edenin bu iddiasını gündeme getirmesinden yıllarca önce hükümet tarafından projelendirilen etüt projesi tamamlanmak üzere olan, yakında DPT tarafından yatırım programına alınması beklenen Konya-Aksaray ve Aksaray-Nevşehir tren hattı yüksek hızlı tren hattı olmayıp 250 km hızla yolcu taşıyacak.!!!
Kanıtları ortada olmasına rağmen akla ziyan bir taassupla hükümetin projesine sahip çıkılması çabasının sürdürülmesi çerçevesinde ilk defa Aksaray’ın 13 Ekim 1920’de 40 numaralı kanunla il yapılması esnasında burdur milletvekili İsmail Suphi tarafından gündeme getirilen.
Aksaray, Ortaköy ve Kırşehir Yenigün ve Güncel gazeteleri tarafından 13 Ekim 2008’de TBMM sinden gelen il olma belgelerinin verdiği ilhamla başlatılan ve günümüze kadarda aralıksız olarak her yıl gündemde tutulan 2013 yılında Çed,2015 yılında etüt projesi yapılan,2017 yılında DPT tarafından yatırım programına alınan iki defa yapılan ihalesi iptal edilen iptal sebepleri bertaraf edilerek yakın bir zamanda yeniden ihalesi beklenen Aksaray-Ulukışla hattı da hızlı tren.
Bu hatla Aksaray’dan Ulukışla ve devam eden yerler yolcular 250 km hızla taşınırken birde artısı var bu artı ise aynı hatta 80 km hızla ise yükte taşınacak.
Bu somut bilgi ile yavaş ve hızlı tren sözünün ortadan kaldırılması ile taassup cünun şahsi emelleri yerle bir edilerek kimseye faydası olmayan yanlışlardan kurtulmuş oluruz.
EKECİK KÖY DEĞİL KOLLARI 4 İLİN SINIRLARI İÇİNE UZANAN AKSARAY’I İLKLER VE TEKLERİN MERKEZİ YAPAN AŞIKLILARA CAN VEREN ULUIRMAK’I OLUŞTURAN 2 SUDAN BİRİNİN ÇIKTIĞI SIRA DAĞLARDIR!
Günümüzde Ekecik olarak bilinen ve Büyük Ekecik ile Küçük Ekecik(Tavşan Dağı) ile Beştepeler ve Gazi Tepe bölümü Aksaray il sınırları içinde bulunan, kolları ise Kırşehir, Nevşehir, Konya ve Ankara il sınırları içinde bulunan bir sıra dağdır.
Aksaray’ın tarih boyunca bölgenin en önemli yerleşim merkezi olmasını sağlayan Melendiz Dağından çıkan Beyaz Su ile Küçük Ekecik dağından çıkan Karasu’nun birleşmesiyle oluşan Uluırmak’ı oluşturan iki sudan birisinin çıktığı yerdir.
Bu yalın bilgiye birçok tarih ve coğrafya cahili tarafından yapılan haberlerde bu sıra dağlardan ismini alan bölgenin herhangi bir köyündeki gelişme yazılırken akla ziyan şekilde ”Ekecik Köyü” cümlesi kullanılması yanlıştır.
Doğrusu “Ekecik Bölgesi ,Ekecik Sıra Dağları” dır.
IHLARA VADİSİ DÜNYANIN EN UZUN İKİNCİ KANYONU DEĞİL!!!, TARİHLE TABİATIN KUCAK KUCAĞA OLDUĞU, 70 BİN İNSANIN YAŞADIĞI 124 İBADETHANESİ OLAN DÜNYANIN TEK VADİSİDİR!!!
Dünyada üç binden fazla bilinen yani şimdiye kadar tespit edilen kanyon bulunuyor.
Ülkemizin, hatta taşıdığı birçok özelliği nedeniyle dünyanın en güzel vadilerinin başında gelmesine rağmen 14 km uzunluğundaki Ihlara Vadisi bilinen 3000 vadinin içinde en büyük ikinci vadi değildir.
Ihlara Vadisi sahip olduğu özellikleriyle yani orta başlıkta da belirtildiği gibi tarihle tabiatın birleştiği yani kucak kucağa olduğu 70.000 civarında kişinin yaşadığı 124 ibadethanesi bulunan yeryüzünün ilk ve tek vadisidir.
Ihlara Vadimizin bu özelliğiyle dünyanın ilk ve tek vadisiyken akla ziyan şekilde dünyanın ikinci en büyük vadisi denilmesi hem bu vadimizi ikinciliğe düşürüyor, hem de aslı astarı olmayan her an tekzip edilecek bir şey söyleniyor.
Doğrusu ”Dünyada tarihle tabiatın birleştiği ilk ve tek vadisi Ihlara’dır.”
LALELİ VE KURTULUŞ MAHALLELERİNİN İSTANBUL’DAKİ KURTULUŞ VE LALELİ İLE İLGİSİ YOKTUR!!!
Kurtuluş Mahallesi 1954-58 arasında belediye başkanlığı yapan Ahmet Kadıoğlu tarafından kurulan bir mahalle iken, bizim çocukluğumuzda yani altmışlı yılların ortasında kurulmuştur.
Bu yalın gerçekler göz önüne alındığında 1469-72 yılları arasında İstanbul’a mecburi yani zorunlu olarak göç ettirilen hemşerilerimiz tarafından ilimizin ismi ile Aksaray semti oluşturulması doğru olmasına rağmen İstanbul’daki Laleli ve Kurtuluş semtleriyle bir alakaları yoktur.
ÖZTÜRK VE DALDAL MİLLETVEKİLİ OLUNCA AKSARAYIN İL OLMA KANUNU TEKLİFİ VERMESİDE ASILSIZ
Aksaray ile ilgili veya Aksaray tarihi hakkındaki internetteki yazılarda akla ziyan bir şekildeki ”Mahmut Öztürk ve Raşit Daldal Milletvekili seçilince Aksaray’ın il olması için kanun teklifi verdiler” cümlesinin de yarısı yanlıştır.!!!
Çünkü Mahmut Öztürk DYP’den, Raşit Daldal ANAP tan Niğde’den 29. Kasım 1987’de yapılan 18. dönem Milletvekili seçilmelerinden hemen sonra ikisi de Aksaray’ın il olması için kanun teklifi vermediler.!!!
1983 yılı Ekim ayının son haftasındaki Aksaray mitinginde temeli atılan ve ANAP’ın 12 Eylül darbesinden sonra 6 Kasım 1983’te yapılan ilk genel seçiminin galibi olmasıyla başlatılan hükümetin bu konudaki çalışmalarının olgunlaştığı dönemde Aksaray’ın gerçekleştirdiği hizmetleriyle iki elin parmakları arasındaki efsane siyasetçileri arasına giren Mahmut Öztürk’ün seçilmesinden 3 ay sonra
10.2.1988 tarihinde TBMM’sine kanun teklifi verdi.
1987’nin Ramazan ayı bayram gazetesinde Aksaray’ın il olması çalışmaların başlatmamızdan kanunun kabulüne kadar geçen zaman içinde can dostum ve kardeşim Gazeteci-Yazar merhum Çapan Tekeli ile birlikte başkentteki çalışmalarımızda Mahmut Beyin Meclisteki bürosunu özel büromuz gibi kullandık.
Hükümetin13.03..1989 tarihli 4 il kurulmasıyla ilgili kanun tasarısına kadar Mahmut Bey’in bu konuda her hangi bir çabası olmadı.
Raşit Bey’in ise kanunun hükümet tasarısı olarak TBMM’sine gelmesinden sonra kanun kabul edilmesine kadar canla başla çalışmasına, hatta kanunda bir aksaklık olmaması için vefat eden ablasının cenazesine bile katılmamasına rağmen bu konuda bir kanun teklifi yoktur.
AKSARAY’IN İL OLMASINDA TURGUT ÖZAL, MEHMET ALTINSOY VE RAŞİT DALDAL DIŞINDA DÖNEMİN HİÇBİR SİYASETÇİSİ ATANMIŞ VE SEÇİLMİŞİNİN İĞNE UCU KADAR MADDİ, MANEVİ KATKISI YOKTUR!
1983 yılının Ekim ayının son haftasındaki tarafımdan otobüs üstünde görüntülenen miting esnasında isim babası olduğum günümüz 15 Temmuz Milli İrade Meydanındaki o zaman 2 olan tarihi binaları gören Turgut Özal tarafından bu binaların ne olduğunu Mehmet Altınsoy’a sorunca bunların Aksaray Vilayet Konakları olduğunu söylüyor.
Bunun üzerine Özal ”Mehmet Bey hükümet olursak Aksaray’ı vilayet yapalım” diyor.
Ankara’ya dönüşte Altınsoy tarafından heyete ilçeye getirilmemizin perde önü ve arkası anlatılıyor.
O andan itibaren başlayan ve 1987 yılının Ramazan Bayramı Gazetesiyle bizlerinde müdahil olduğumuz ve Altınsoy ve Daldal ile de paslaşarak il olmamıza kadar aralıksız olarak sürdürdüğümüz çalışmanın içinde olarak net şekilde her vesileyle belirttiğimiz gibi il olma mücadelemizde orta başlıkta isimlerin belirttiklerim kurmay heyet ile bu çalışmalarda bize meşru çerçevede destek olan isimlerin dışında o zamanki mahalli ve genel seçilenlerle atanmışların Meslek Odalarıyla basının hiçbir katkısı yoktur.
Dönemin Aksaray mahalli ve genel medyasının il olmamız için her hangi bir çabalarının olmadığının kanıtı Aksaray’ın 30. İl yıldönümü için Kültür Merkezi salonunda bu konuda açılan sergidir.
Aksaray’ımızın bu gerçekleri dışındakileri tamamen hayali, akla ziyan şehir efsanesidir.!!!
Aksaray’ı gerçekten sevenlerin sahip olduğumuz binlerce değer biçilemeyen maddi ve manevi kıymetleri gölgeleyen bu asılsız şeylerden uzak durmaları ve aksini yapanlarla meşru çerçevede mücadele ederek memleketimize zarar verilmesine fırsat vermesinler” dedi.
Haber Merkezi