Aksaray’ın kültürel mirasında önemli bir yere sahip olan hasır dokumacılığı, tarih boyunca süregelen geleneksel el sanatlarından biri olarak dikkat çekiyor. Neolitik Çağ’dan bu yana var olduğu bilinen bu dokuma tekniği, Türklerin tarihinde de önemli bir yer tutuyor. Özellikle sazlık alanlardan elde edilen hasırotu ile yapılan hasırlar, Anadolu’da kırsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuş durumda.
Aksaray’ın Akhisar Köyü, hasır dokumacılığı denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri. Geçmişte hemen her evde yapılan bu sanat, günümüzde daha sınırlı sayıda usta tarafından devam ettiriliyor. Usta-çırak ilişkisiyle aktarılan hasır dokumacılığı, köydeki bazı aileler için geçim kaynağı olmaya devam ediyor.
Hasır dokumacılığında en çok kullanılan malzeme, su kenarlarında kendiliğinden yetişen hasırotu. Bu bitki, kökünden çekilerek ya da su seviyesinde sap kısmından kesilerek toplanıyor ve demetler halinde kurutuluyor. Hasırotunun yanı sıra kamış, ince dallar ve çeşitli otlar da hasır örmede kullanılan diğer doğal malzemeler arasında yer alıyor.
Hasır, esneklik ve kullanım kolaylığı nedeniyle yüzyıllardır tercih edilen bir yaygı türü olmuştur. Halıların altına serilerek rutubeti önleme, duvar ve tavan kaplamada yalıtım sağlama, tahıl kurutma gibi çeşitli alanlarda kullanılmıştır. Ayrıca, hafif, dayanıklı ve ekonomik olması nedeniyle kırsal kesimde hala rağbet görüyor.
Aksaray’daki hasır dokuma ustaları, bu el sanatını yaşatmaya devam ediyor. Ancak sanayileşme ve modern malzemelerin yaygınlaşması nedeniyle geleneksel el sanatları giderek azaltıyor. Bu nedenle, hasır dokumacılığının korunması ve yeni nesillere aktarılması için çeşitli destek programları ve eğitimlerin artırılması büyük önem taşıyor.
Fatma Altınok