Başkan Düzgün, bu tür tutumların ifade özgürlüğü sınırlarını aştığını, Türk Ceza Kanunu’nun 216. ve 216/3 maddelerinde tanımlanan “halkın kin ve düşmanlığa tahriki” ve “dini değerleri aşağılama” suçlarını oluşturduğunu vurguladı. “Hiçbir demokratik toplum kutsal değerlere yönelik hakaretleri ifade özgürlüğü olarak meşrulaştıramaz.” diyerek, ifade özgürlüğünün başkalarının inançlarına saldırı, kin ve nefret üretme amacını taşıyamayacağını söyledi.
Düzgün, bu tür eylem ve söylemlerin toplumsal barışı tehdit ettiğini, bireyler arası hoşgörü iklimini zehirlediğini belirtti ve hukuk devletinin sadece hak ve özgürlükleri değil, toplumun manevi değerlerini ve inanç temelli saygınlığını da korumakla yükümlü olduğunu ifade etti.
Baro Başkanı, “Barolar sadece avukatların meslek örgütü değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmakla görevli kurumlardır. Kutsal değerlere yönelik saldırılar karşısında kamuoyunu bilgilendirmek ve toplumun hukuk zemininde duyarlı kılmak için sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz.” dedi.
Söz konusu karikatür, 26 Haziran tarihli dergide yayımlanmış olup, Hz. Muhammed ve Hz. Musa’nın bombalanan bir şehirden yukarıya yükselirken resmedilmesiyle büyük tepki toplamıştı. Toplumun farklı kesimlerinden karikatüre yönelik sert eleştiriler gelmeye devam ediyor.
Haber Merkezi