Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

AK Parti Milletvekili Aydoğdu’dan çarpıcı değerlendirme: Türkiye’nin siyasi rekabeti ve demokratik süreçlerine derinlemesine bakış!

AK Parti’nin Deneyimli İsmi Cengiz Aydoğdu, TV 100 Ekranlarında Türkiye’nin Siyasi ve Demokratik Gelişimini Analiz Etti.

AK Parti'nin Deneyimli İsmi

AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, son dönemde gündemi sarsacak nitelikte önemli bir açıklama yaptı. TV 100’de katıldığı bir programda Türkiye’nin siyasi rekabetini ve demokratik süreçlerini detaylı bir şekilde ele alan Aydoğdu, çarpıcı tespitlerde bulundu.

Aydoğdu’nun açıklamaları, Türkiye’nin siyasi arenadaki değişimini ve demokratikleşme sürecini derinlemesine değerlendirdi. AK Parti’nin kuruluşundan bu yana geçirdiği süreci ve Türkiye’nin demokratik evrimine olan katkılarını vurgulayan Aydoğdu, siyasi iletişim ve toplumsal uzlaşma konularında önemli analizler sundu.

Özellikle, Türkiye’nin siyasi tarihine ışık tutarak, 28 Şubat süreci ve sonrasındaki dönemde yaşanan siyasi dönüşümlerin etkilerini irdeleyen Aydoğdu, toplumsal uzlaşmanın ve siyasi rekabetin demokratik değerlere uygun bir şekilde nasıl sağlanabileceği konusunda dikkat çekici görüşler paylaştı.
Milletvekili Cengiz Aydoğdu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etmesi ile ilgili olarak,
Programda, Milletvekili Aydoğdu’ya sunucu Kübra Par’ın,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 yıldan sonra CHP’ye gitmesi aslında Türkiye demokrasi tarihi açısından da önemli bir adımdır. Siz nasıl yorumluyorsunuz? soruna verdiği cevapta,
Ak Parti 2001 yılında kuruldu. 28 Şubat sürecinin aktif serpintileri devam ederken kuruldu. Kurulduğu günden bu yana AK Parti’nin önündeki en önemli problem toplumsal iletişim doğru anlaşılmasıydı. Mesajın doğru anlaşılması, yanlış anlaşılmaması, birlik beraberlik ve sosyolojik anlamda millet olmak birbirinin derdiyle hem hal olma ve bizim yaptıklarımızdan ziyade bizim Türkiye için ne anlam ifade ettiğimiz AK Parti‘ye bu 20 yıllık süreçlere baktığımızda, halkın gösterdiği teveccühün nasıl anlaşılması gerektiği yani o 28 Şubat sürecinden ve hatta Cumhuriyet’in ilk yıllarından gelme suçlamalarla, onların dışında bir millet olabilmemizdir. Esasen Türkiye’nin en önemli 20. yüzyıldaki Cumhuriyet dönemindeki temel meselesidir. Biz Osmanlı imparatorluğu mirası devraldık elimizde olan her şeye Türk milleti dedik.
Türkiye’de dikdörtgenin üstünde bayrağı yükselttik ama buradaki muhtelif kanaatler, inançlar ve bunlardan doğan sosyal zümrelerin birleştirip bir millet olması temel problemimizdi. Türkiye, demokrasiye geçtikten sonra muhalefet etme ile iktidar etme arasındaki ekseni esasen Türk siyaset hiçbir zaman tam olarak kuramadı. Rahmetli Menderes’in karşı karşıya olduğu sert muhalefet çok üzücüydü. Muhalefetin sertliğine, Menderes’te sert tepki verince 1950’lerin ikinci yarısında belki de darbeyi kendi hazırladı. Karşısındaki muhalefet 1960’lı yıllarda ben hatırlıyorum rahmetli Demirel dedi ki ‘Türkiye’yi savunan yok. Bu ülkede devlet fikrini yani Türkiye’de siyasi partiler halkının oyunu alan iktidar olur. iktidar olduktan sonra o artık Türkiye’nin yöneticisidir. Türkiye’nin idarecisidir. Türkiye’nin hükümetidir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ‘nin başbakanı‘dır. Başbakanı halkı yakın görmeli bütün zümreler kucaklamalı ve bütün siyasi partiler de başbakanı ve hükümeti öyle görmeli ve bizimki meclis Türkiye’de sistemin parçasıdır. Mecliste AK Parti’nin de, DEM Partide, CHP’de, MHP’de, İYİ Parti de, Saadet Partisi de bunu böyle gördüğümüz anda biz Türkiye siyasetini farklı okuruz. Tartışmalarımız farklı şimdi hükümetin herhangi bir sorun olduğunda bu sadece hükümetin değil milli eğitim Bakanlığında, içişleri Bakanlığında, tarım orman Bakanlığında herhangi bir sorunla karşılaştığında bu AK Parti’nin sorunu değil Türkiye’nin sorunu ve bütün muhalefet partileri de, AK Parti’nin sorununa yaklaşıyor gibi değil Türkiye’nin sorununa yaklaşıyor gibi baktığında Siyasal iletişim farklı bir mecraya aktarılır. Türkiye’de maalesef bu çok başarılı olamadık. Cumhuriyet hükümetleri olamadık.
Çok önemli diyorum ve bunun asıl sosyolojik dedim. Bizim mecliste aynı ülkenin insanları aynı ülkenin siyasetçileri gibi davranamayınca bunu sosyal medyada ve sokakta sosyolojideki yansıması da müthiş bir kutuplaşma ve kamplaşma şeklinde oluyor. Bu görüşmeler inşallah bunun farklı bir icraya olacağını hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Bu ülkenin partileriyiz’ dedi.

Avni KURU

Aksaray TOBB Genç Girişimciler Kurulu,
Sıradaki Haber Genç girişimcilerden Kaymakam Yetiş’e ziyaret