Aksaray’da, Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Alâeddin Keykubad zamanında yapılan ve 800 yılı aşkın süredir varlığını sürdüren Eğri Minare, geçmişten günümüze ihtişamıyla ayakta duruyor. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından horasan harcı ve kırmızı tuğlalarla inşa ettirilen bu yapı, yanındaki ırmağın ters istikametine eğik olarak inşa edilmesiyle dikkat çekiyor. Tarihi minare, 1863 yılında yaşanan büyük sel felaketinde çevresindeki cami ve köprüler yıkılmasına rağmen sağlam kalmış.
Tarihçi Yazar Mustafa Fırat Gül, Eğri Minarenin Aksaray’daki en önemli Selçuklu eserlerinden biri olduğunu belirtiyor. Gül, minarenin eğik yapılışına dair net bir bilgi olmadığını ifade ederek, “Dünyada eğik yapılar arasında en bilinenlerden biri Pisa Kulesi’dir ve Eğri Minare de çoğu zaman ona benzetilmiştir” dedi. Gül ayrıca, 2006 yılında yapılan araştırmaların minarenin sonradan eğilmediğini, ya baştan eğik yapıldığını ya da başka bir etkenin söz konusu olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Geçmişteki Felaketler Eğri Minareyi Yıkamadı
1863 yılında Aksaray’da meydana gelen büyük sel felaketinde minarenin yanındaki cami ve köprüler tamamen yıkılırken, Eğri Minare sapasağlam ayakta kaldı. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de sel felaketlerine maruz kalan minare, tarihi boyunca pek çok doğal afete karşı direnç göstermiştir.
Gül, minarenin külah kısmının ise 1895 ile 1920 yılları arasında kaybolduğunu ve daha sonra yeniden inşa edildiğini kaydetti. Eğri Minare’nin 31 metre yüksekliğinde olduğunu ve yapıldığı döneme ait önemli bir mimari eser olduğunu da sözlerine ekledi. Minare, son olarak yakın zamanda yapılan restorasyon çalışmaları ile yenilenmiştir.
Aksaray’ın tarihi simgelerinden biri olan Eğri Minare, 8 asırlık geçmişine rağmen ayakta kalarak hem kültürel hem de mimari anlamda büyük bir değere sahip. Bugün yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu yapı, Selçuklu mirasının önemli bir parçası olarak bölgenin tarihine ışık tutuyor.
Hakan Hidayet Deniz