Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Mesleğimizin saygınlığını ayaklar altına alan yönetici atamasına son verilmelidir

Aksaray Eğitim Sen sendika

Aksaray Eğitim Sen sendika Başkanı Ali Toprak, okul / kurum yönetici görevlendirmeler de ve atamalarda mülakatın kaldırılması önergesini yayınladı. Eğitim-Sen Başkanı Ali Toprak, yeni öğretim yılı ve devamında yaşanacak olan eğitim sistemine karşı önermelerde bulundu. Eğitim sisteminde değiştirilmesi gereken hususlara değindi.

Mesleğimizin saygınlığını ayaklar altına alan yönetici atamasına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Toprak; “kamunun tüm alanlarında olduğu gibi, eğitim alanında da mülakat uygulaması aslında bir fecaattir. Bu uygulamayla hak etmeyenler makamlara getirilerek, kul hakkı yenilmekte, ehil, bilgi ve tecrübe sahibi kişiler görevden uzaklaştırılmaktadır. Özellikle yönetici görevlendirmelerinde ve yine aynı zamanda proje okullarında yönetici ve öğretmen görevlendirmelerinde yaşanan adaletsizlikler çalışma huzurunu dinamitlemekte; eğitimde başarıyı, kaliteyi, motivasyonu, verimliliği, heyecanı düşürmektedir. Bakınız; 2023 Yılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirmesine İlişkin Kılavuz yayımlandı. Başvuru şartlarına baktığımızda yine objektif bir kriter olmadan ya da yazılı sınav yapılmadan Türkiye’nin en yüksek puanla öğrenci alan okullarına yönetici görevlendirmesi ve öğretmen ataması yapılacağını görüyoruz. Proje okullarına öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri mutlaka sınav esasına göre yapılmalıdır.” dedi.

9 Temmuz tarihinde yapılacak olan MEB görevde yükselme sınavı öncesinde sendika vaatleri, tehditleri ayyuka çıkmıştır diyen Eğitim-Sen Başkanı Toprak sözlerinin devamında ise; “. Oysa bu sürecin sadece sendikal taassup, baskı ve dayatmadan arındırılarak, sadece yazılı sınav puanı dikkate alınarak sonuçlanması eğitim hayatımızın geleceği için paha biçilemez önemdedir. Bu noktada Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın mülakatın kaldırılacağı şeklindeki açıklamasını tüm kurum yöneticileri, mülki amirler, devlet yetkilileri çok iyi okumalıdır. Okullara, kurumlara yönetici görevlendirmelerinde, görevde yükselmelerde, öğretmen atamalarında, proje okullarına yapılan yönetici ve öğretmen atamalarında sadece yazılı sınav puanı esas alınmalıdır.” dedi.

Deprem bölgesindeki ilave öğretmen ihtiyacı da hesaba katıldığında yeni eğitim-öğretim yılında 45 bin atamaya ek olarak 55 bin atama daha yapılması gerektiğini belirten Toprak; “Öğretmen açığı okullarımızın önemli sorunlarındandır. Sendikamızın 2022-2023 eğitim-öğretim yılında yaptığı araştırmaya göre, 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 76 bin 485 iken,75 ilde norm kadro açığı 83 bin 547’dir. Öğretmen açığının ücretli öğretmen eliyle kapatılmaya çalışılması, hatta bu öğretmenlerin 5 bin 503’ünün ön lisans mezunlarından oluşması eğitimdeki başarıyı, kaliteyi ve verimi düşürmektedir. Üstelik her yıl eğitim fakültelerinde ortalama 40 bin öğretmenin mezun olduğunu düşündüğümüzde atama bekleyen öğretmen sayısı 500 binin üzerine çıkmıştır. Her ne kadar 45 bin atama yapıldıysa ve atanan öğretmenlerimiz 1 Eylül tarihinden itibaren görevlerine başlayacaksa da, bu sayı yeterli değildir. Deprem bölgesinde öğretmen ihtiyacı hepimizin malumudur. Deprem bölgesi ilan edilen 11 ilimizde yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan öğretmen ihtiyacının eksiksiz karşılanması eğitimin sağlıklı yürütülmesi noktasında çok önemlidir. Bu nedenle hemen, şimdi, vakit kaybetmeden, yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan 45 bin atamaya ilaveten, 55 bin atama daha yapılmalıdır. Bu şekilde hem ücretli öğretmen sayısını eritebiliriz hem de 2023-2024 eğitim-öğretim yılı başlangıcında toplam 100 bin atamayla eğitime daha güçlü başlayabiliriz.” dedi.

Sadece öğretmen sayısının değil derslik sayılarının da arıtılmasının eğitime katkı sağlayacağını düşünen Toprak,” 2021-2022 MEB istatistiklerine göre Türkiye’de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda ve ortaokulda 23, ortaöğretimde 22’dir. Bu rakamlar özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ve büyükşehirlerde artış göstermektedir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokul ve ortaokulda Şanlıurfa ile Gaziantep’te 30, İstanbul ile Diyarbakır’da 29, Tekirdağ, Adana, Bursa ve Kilis’te 27, İzmir’de 25’tir. Yine derslik başına düşen öğrenci sayısı ortaöğretimde Hakkâri’de 32, Diyarbakır’da 29, Van’da 27, Şırnak ve Ağrı’da 26, Tekirdağ’da ve Şanlıurfa’da 25, İstanbul’da 24’tür. Bu noktada yapılması gereken hızla derslik üretimine ağırlık verilmesidir. Öte yandan deprem bölgesinde yaraların hızla sarılması için çalışmalar devam ederken, öğrenciler eğitim-öğretim yılını konteyner ya da çadırlarda tamamlamışlardır. Yeni eğitim-öğretim yılında deprem bölgesindeki okulların yapımı ve güçlendirilmesine hızla ağırlık verilmeli, çocuklarımız ve öğretmenlerimiz okullarında, sınıflarında, materyal eksiği olmadan yeni eğitim-öğretim yılına başlamalıdır. Tabi şunu da belirtelim ki, okullar açıldığında da deprem bölgesindeki öğretmenlerimize ve öğrencilerimize yönelik psiko-sosyal destek hizmeti kesintisiz verilmeli, psikolojik rehabilite sürecinin eksiksiz yürütülmesi sağlanmalıdır.” Dedi.

Yeni dönemde Meslek Kanunu’nda sınav şartının kaldırılması için mücadele edeceğiz diyerek sözlerine devam eden Toprak; “Öğretmenlik Meslek Kanunu, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında en çok tartışılan konuydu. Kanunla ilgili sendikamız alanlarda beklenti ve taleplerini dile getirmiş, çalıştay düzenlemiş, kanunun eksik hususlarıyla ilgili uyarılarını yetkili makamlara iletmiştir. Sendikamızın öncelikli talebi kanunun öğretmenlerin muhatap olduğu tüm mevzuatı ve süreçleri ihtiva etmesi ve kariyer basamakları belirlenirken sınav şartının kaldırılması, unvanların tecrübeye göre verilmesiydi. Bu talebimiz bugün de geçerliliğini korumaktadır. Sınavın sadece “bilgi”yi ölçtüğü, oysa öğretmenlik mesleğinin bilmenin yanı sıra “bilgiyi öğrencilere aktarma”, “öğretme” mesleği olduğu göz önüne alındığında tecrübenin, kıdemin çok daha önemli olduğu bir gerçektir. Bu itibarla 5 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz uzman, 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz başöğretmen olarak değerlendirilmelidir. Bilindiği gibi 19 Kasım tarihinde uzman öğretmenlik/başöğretmenlik sınavı yapılacaktır. Türk Eğitim-Sen olarak “deneyim” ölçüt alınarak, yeni eğitim-öğretim yılında sınavın kaldırılacağı müjdesinin verilmesini istiyoruz.” dedi.

Seçim öncesi vaat edilenlere değinen Toprak; “Ayrıca seçim öncesinde önceki Milli Eğitim Bakanı tarafından vaat edilen uzman öğretmenlik için 10 yıllık kıdem şartının 5 yıla indirilmesi, kıdem yılı 20 yıl ve üzeri olan uzman öğretmenlerimizin başöğretmen olmak için uzmanlıkta bekleme süresi olan 10 yılın kaldırılması, doktora mezunu öğretmenlerimizin doğrudan başöğretmen olması gibi düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’in “devlette devamlılık esastır” ilkesini esas alarak, bu sözleri yerine getirmesini bekliyoruz.” dedi.

Haber: Fatma Altınok