Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Eğitimcilerden Yüksek Sesle Çağrı: Öğretmenlik Meslek Kanunu Yeniden Düzenlensin!

Eğitim Bir-Sen Aksaray Şubesi,

Eğitim Bir-Sen Aksaray Şubesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili sorunları dile getirmek ve çözüm önerileri sunmak adına basın toplantısı düzenledi. Eğitim Bir-Sen Aksaray Şube Başkanı Murat Görmez, açıklama yaptığı basın toplantısında, eğitimcilerin tamamını memnun edecek bir kanun tasarısının TBMM gündemine gelmesi gerektiğini ifade etti.

Aksaray İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde Aksaray Eğitim Bir-Sen Şubesi tarafından yapılan basın toplantısında geleceğimizi inşa edecek olan gençleri yetiştiren eğitimcilerin daha iyi şartlara sahip olması gerektiği vurgulandı. Eğitim Bir-Sen Aksaray Şube Başkanı Murat Görmez, yaptığı açıklamada, “Bugün buraya, yüksek sesle; “Öğretmenlik meslek kanunu, ayrıştırıcı değil kapsayıcı olmalı;

Eğitimcileri bölmemeli, haklar yarım kalmamalı.” demek için toplanmış bulunuyoruz. Uzun yıllar ihtiyaç haline gelen ve yıllarca talep ettiğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu, nihayet bundan iki yıl önce çıkarılmıştı. Ancak ne yazık ki çıkarılan kanun, bütün uyarılarımıza rağmen ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenmemiş, daha ilk uygulamasında yetersizliği ortaya çıkmıştı. Kapsamı dar tutulmuş; şube müdürlerini, ilçe Milli Eğitim Müdürlerini, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarını, bakanlık ve eğitim müfettişlerini,  şahsa bağlı eğitim uzmanları ve araştırmacıları kapsam dışı bırakan mevcut kanunun bir kısım maddeleri ise Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Bu günlerde yetersizliği açık ve iptal edilen maddeleri ile uygulama şansı kalmayan kanunun yeniden düzenlenmesi ve bu sefer kapsamı geniş, şiddete yaptırım içeren ve eğitimcilerin tamamını memnun edecek bir kanun tasarısı, TBMM gündemine gelsin istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sözlerine devam eden Görmez, “Ülkemizin kamu personel sistemi, kamu politikasının belirlenmesi, yürütülmesi ve düzenlenmesi konusunda şef, şube müdürü, daire başkanı, genel müdür şeklinde hiyerarşik sıralanan yönetim hizmetleri kadro grubu şekilde tasarlanmıştır. Nitekim kariyer uzmanlığından şef ve daha üstü kadrolara uzanan bir mesleki kariyer ve görevde yükselme silsilesi kurgulanmıştır. Ancak yönetim hizmetleri kadro grubuna görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayacak şekilde sınırlı özlük hakları ve yetkileri verilmiştir. Hiyerarşik olarak kendilerine bağlı yönetim, karar alma, uygulamaya koyma, hesap verme sorumluluğu bulunmayan diğer kamu görevlilerinden çok da farklılaştırılmamış bir seviyede özlük haklarının verildiği görülmektedir.” diye konuştu.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sorunların en baştan geldiğini ifade eden Görmez, “Mevcut Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda da kanunun kapsamı yönüyle düğme daha baştan yanlış iliklenmiş; uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanları, eğitim öğretimin içerisinde bilfiil bulunan ve çoğunlukla da öğretmenlik ünvanını kazanılmış hak olarak uhdesinde bulunduran şube müdürleri ile dengi ve üstü kadrolarda bulunanlar, fiilen öğretmenlik yapmadıkları ve genel idare hizmetleri sınıfına dahil olmaları gibi gerekçelerle kariyer basamakları sınavına girmelerine dahi imkan tanınmamıştır. İşte bugün burada toplanmamızın, hep birlikte ses vermemizin, ortak iradeyle söz söylememizin nedeni; eğitim yönetiminin yükünü omuzlayan, sorunları sırtlayan millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik/başöğretmenlik unvanına dayalı hakların tanınmamasını protesto etmek, Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısında bu konudaki değişiklik talebini ve ihtiyacını haykırmaktır.” dedi.

Açıklamalarını sürdüren Görmez, “Anayasa Mahkemesi’nin kısmî iptal kararı sonrası, Bakanlığın girişimiyle yeni bir Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı hazırlandığını, Cumhurbaşkanlığında son şekli verilen tasarının TBMM’ne sevk edileceğini biliyoruz. Ancak taslağın görüşüldüğü süreçte, çeşitli bahanelerle eğitim çalışanları arasında ayrımcı ve dışlayıcı bakış açısının devam ettirilmeye çalışıldığını görmekteyiz. Şube müdürü veya üstü kadrolarda bulunan personelin büyük bir çoğunluğunun diğer bakanlıklardan farklı olarak öğretmen kökenli olduğu, öğretmenlik ünvannının bu kişiler yönünden kazanılmış bir hak, hak edilmiş bir unvan, yetkinliğe sahip bir meslekî tecrübe olduğu unutulmamalıdır. Yine söz konusu kadrolarda bulunanların eğitim-öğretim kamu hizmetinin niteliği gereği eğitim ve öğretimden ayrıştırılması mümkün bulunmayan eğitim yönetimi ve denetimi faaliyetlerini icra ettikleri, bulundukları kurumların sadece bir idarî faaliyet yürütülen yerler değil eğitim kurumlarını tamamlayan yapılar oldukları, kısaca bizatihi eğitim-öğretimin içinde bulundukları göz ardı edilmektedir.” sözlerini kullandı.

Eğitimcilerin tamamının aynı haklara sahip olması gerektiğini vurgulayan Görmez, “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir içerikle yeniden düzenlenmesi amacıyla Eğitim-Bir-Sen olarak bir kanun taslağı/önerisi hazırlayarak Millî Eğitim Bakanlığı’na, TBMM Başkanlığı’na, Meclis’te grubu bulunan partilerin yöneticilerine sunmuştuk. Söz konusu önerimizde şube müdürü, dengi veya üstü eğitim yönetimi/denetimi kadrolarında bulunanlara da kariyer basamakları sürecinde unvan için başvuruda bulunma hakkı tanınmasını ifade etmiştik. Gelinen noktada, bu kadrolarda bulunan eğitimcilerin, uzman/başöğretmenlik unvanına ve haklarına sahip olmaları yönündeki beklentilerinin meslek kanunu içerisinde olması noktasında artık daha fazla geç kalınmamalıdır. Biz, meslek kanununda, bütün eğitim çalışanlarının statü ve unvan farkı gözetilmeksizin aynı haklara erişimlerinin mümkün hale getirilmesini, özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz.” dedi.

Görmez, sözlerinin sonuna gelirken eğitimcilerin Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkındaki beklenti ve önerilerini tek tek sıraladı. Görmez, “Bu vesile Öğretmenlik Meslek Kanunu gündemimizde ve takibimizde olan bazı konuları özetleyerek yüksek sesle bir kez daha diyoruz ki;

-Öğretmenlik Meslek Kanunu ekonomik krize kurban edilmemelidir.

-Ek ders ücreti artırılmalıdır.

-Uzman ve başöğretmenlik kıdem süreleri söz verildiği gibi 5 ve 10 yıl olmalıdır.

-Kademe ilerlemesi durdurulması cezası katmerli ceza haline getirilmemelidir.

-Birinci dereceye gelen bütün memurlara 3600 ek gösterge hayata geçirilmelidir.

-Kadroya geçen öğretmenler, kadrolu öğretmenliğin özlük haklarından faydalanmalıdır.

-Anayasal bir hak olan aile bütünlüğü teminat altına alınmalıdır.

-Sözleşmeli öğretmenlik ve öğretmen alımında mülakat kaldırılmalıdır.

-Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılmalı, memurluğa sınavsız geçişin önü açılmalıdır.

-İptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesine çözüm üretilmelidir

-Kamudaki şeflerin maaş dezavantajları giderilmelidir.” diyerek sözlerini noktaladı.

Hakan Hidayet Deniz