.. Esas olan, dua eder gibi bir kafayla çalışmaktır, demiş20yy. Ressamlarından Fransız ressam Henri Matisse. Bu söz, okuduğumda zihnimiçok meşgul etti. Olmasını çok istediğimiz bir şey için nasıl inanarak,konsantre olarak..
..
Esas olan, dua eder gibi bir kafayla çalışmaktır, demiş20yy. Ressamlarından Fransız ressam Henri Matisse. Bu söz, okuduğumda zihnimiçok meşgul etti. Olmasını çok istediğimiz bir şey için nasıl inanarak,konsantre olarak ve adanarak dua ederiz değil mi? Peki çalışırken de aynıözveriyle mi yapıyoruz her işimizi acaba. Dua ederken ki kafa hâsıl oluyor muhepimizde. Dua ederken yaratanı kandırabilme gücümüzün olmadığını biliyoruz amaçalışırken nedense işten kaytarmayı ya da işverenimizi kandırmayı neredeysemeziyet sayar olduk. Muhakkak sizde rastlamışsınızdır, işten nasıl kaytarılırıders verir gibi anlatan kişilere rastladım ben!
Japonlar yapılan araştırmalarda en zeki milletlersıralamasında her seferinde ilk üçe giriyorlar. Gelin tıpkı bizim gibigeleneklerine bağlı bir millet olan Japonların çalışma ve disiplin ahlakındanyola çıkarak konuya giriş yapalım. Japonların çalışma ahlakından bahsederkennasılda övgülü konuşuruz, adamlar yapmışlar ya, deli gibi çalışıyorlar, çok disiplinlilerfalan deriz hatta, hata yaptıklarındaki istifaları ya da kendilerinicezalandırmalarına hayretle ve şaşkınlıkla bakarız. Japon gelenekleriniaraştırdığımda, yaptıkları büyük hatalardan sonra, özür dilemek için saçlarınıkısacık traş ettiklerini öğrenmiştim. Bizlerin böyle bir şeyi yapabileceğinidüşünebilir misiniz? En azından kadınlar yapmazlar diye düşünüyorum. Uyku da Japonkültüründe çok önemlidir. İş yerinde uyumak ve uyuklamak ise neredeysezorunluluk, çünkü çok fazla çalışıyorlar ve çalışma arasındaki küçük uykuaralarının kendilerini şarj ettiğine inanıyorlar. Torpil asla söz konusudeğildir, yaşı ve tecrübesi fazla olana her zaman büyük saygı ve öncelikduyarlar. Sözlü ya da fiziksel şiddetolayları da oldukça az yaşanır çünkü tüm kızgınlıklarını bakışlarıyla ifadeederler. Bizde, bana niye öyle baktın, diye yapılan kavgaları düşününce oldukçaütopik geliyor değil mi? Japonların geleneklerine çok bağlı bir toplum olmalarıda davranışlarında etkili ama biz de az gelenekçi bir millet değiliz hani.
Yüzyıllardır aktarılan geleneklerimiz, ananelerimiz,kurallarımız kültürümüzü oluşturan öğeler ama iş çalışma yaşantımızınkurallarını belirlemeye gelince sanki ufak sapmalar söz konusu. Şunu açıkyüreklilik ve gururla söylemeliyim ki biz de çok zeki bir milletiz, konuçalışma geniyse atalarımızın ecdadımızın yaptıkları tarihlere sığmaz. Ama gelingörün ki şu son dönemde hangi iş olsa kolayına kaçma ile ilgili kullanıyoruz zekâmızı.Geleneklerimizde çalışma ahlakı kısmını aktarmada bir sorun yaşanıyor. Aile içisohbetlerde büyüklerimiz eskilerden bahsetmeye başladıklarında, biz sizinyaşlarınızdayken şöyle iş yapardık, şu kadar saat çalışırdık, tarlada, bahçedeşu işleri yapardık vb. diye neler neler anlatırlar. Elbet hepsine aynı sözüsöylemek mümkün olmasa da son jenerasyonlarda yetişen çocuklar neden çalışmaylailgili dua eder gibi bir adanmışlık içinde değiller? Bizlere nasıl çalıştığıylailgili anılarını anlatan büyüklerimiz neden yetiştirirken, çocuklarına nasılçalışmaları gerektiğiyle ilgili disiplini veremiyorlar? Bunun cevabını çocukyetiştiren anne babalar sanırım daha iyi söyleyecekler ama iş yine prens veprensesler yetiştirme mevzusuna dayanıyor. Bir de çocuklarımızın dua eder gibiçalışan anne baba ve çevre modellerine ihtiyacı olduklarını düşünüyorum. Yoksageleneğin de kültürün de inancın da kralı bizim kültürümüzde var. Sadecehatırlamaya ihtiyacımız var sanırım.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)