Köşe Yazıları

Başarıdan ne anlamalıyız?

.. Başarı deyince aklımıza genelde akademik başarı  ya da kişinin cebinin para ile dolması gelir.Ahlaki anlamda başarılı olmak nedense pek aklımıza gelmez.  Ahlaki güzellik, günümüzde giderek değerinikaybediyor. Bir insanın belirli..

Başarıdan ne anlamalıyız?

..

Başarı deyince aklımıza genelde akademik başarı  ya da kişinin cebinin para ile dolması gelir.Ahlaki anlamda başarılı olmak nedense pek aklımıza gelmez.  Ahlaki güzellik, günümüzde giderek değerinikaybediyor. Bir insanın belirli bir mevkiye gelmesi bir başarı sayılırkenahlaki değerlerini koruması ve yaşatması önemsizleşti. Halbuki bir insan, kul hakkının önemsenmediği bir yerdekul hakkına dikkat ediyor ve önemsiyorsa bu, büyük bir başarıdır. Elbettekiakademik ya da idari anlamda bir yerlere gelmek bir başarı kriteridir. Fakatahlaki anlamda eksik kalmış bir kariyer, tam bir başarı ifade etmez ve etmemeli de .İnsanları anlamayan,insanlara yukardan bakan, merhametten eksik ,adil olmayan bir yöneticininbaşarısından ne kadar söz edilebilir?

Günümüzde bu değerler maalesef güzelliğini kaybediyor.Evimizde bu değerlerin güzelliği konuşulmuyor. Çocuklarımızla olaniletişimimizde bile sadece onların akademik başarısını sorguluyoruz.“Ödevlerini yaptın mı, kitabını okudun mu” gibi sorular dışında pekkonuşmuyoruz. Soframızda konuşulan şeyler arasında iyiliğin, dürüstlüğün,affetmenin, merhametli olmanın güzelliği konuşulmuyor. Bazen tam tersi bileolabiliyor: “Aman yavrum kendini ezdirme, aman yavrum sana vurana sen de vur”gibi sözlerle çocuklarımızı yönlendirebiliyoruz. Elbette çocuklarımız  başkalarına kendisini ezdirmemeli. Fakatböyle bir durumda  karşı tarafasaldırmasının öğütlenmesi ne kadar doğru? Bu noktada bize düşen doğru çözümyöntemleri sunmak. Böyle bir  durumlakarşılaştığında ne yapması gerektiğini öğütlemek. Okullarda öğretmenleri,idarecileri değersizleştirip, önemsemeyip farkında olmadan anarşistdavranışlara zemin hazırlayabiliyoruz. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.Özellikle de  evlenecek gençler birbiriniistediklerinde ebeveynlerin  en baştasorduğu soru  karşı tarafın  ne iş yaptığı, evi ya da arabasının olupolmadığı. Maddi olarak güçlü olsa fakat öfkesini kontrol edemeyen bir genç olsaçocuğunuz ne kadar mutlu olacak. Elbette ki bir gencin evlilik için gerekliasgari düzeyde geçinmeyi sağlayacak iş durumunun olması gerek. Fakat evliliktesorguladığımız şeylerin önceliği kişinin ne iş yaptığı  olmamalı. Ahlaki olarak evliliğin getirdiğisorumlulukları yapabilecek mi, bir problemle karşılaştığında nasıl davranacak,öfkesini yönetebilecek mi, dürüst mü, adil mi gibi sorular birinci önceliğimizolmalı. Bütün bu algılarımızın oluşmasında medya ve sanal ortamın sunduğuprogramlar çok fazla etkili. Fakat biz bütün bu dejenerasyonlara rağmen özümüzükaybetmemeliyiz. Önemsediğimiz ve önem sırasına göre tercihte bulunduğumuzşeyler gün geliyor yeniden önümüze seriliyor Zamanında yaptığımız tercihlerinbedelini farkında olmadan ödüyoruz da anlamıyoruz Öyleyse birey, aile ve toplumolarak değiştirilmeye çalışılan değerlerimize sahip çıkmalıyız. Unutmamalıyızki ahlaki olarak yozlaşmış toplumlar yok olmaya mahkumdur.

                   Selametle..

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

banner

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL