Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Aksaray Barosundan 81 il ile eş zamanlı sert tepki

Türkiye’de geçtiğimiz günlerde bir

Türkiye’de geçtiğimiz günlerde bir avukat katledilmişti. Muğla Barosuna kayıtlı Avukat M. Erdal Çam, daha önce davasına baktığı bir müvekkili tarafından mesleğini icra etmesi nedeniyle katledildi.
Önceki dönem Denizli Barosu başkanlığı görevini yürüten Avukat M. Erdal Çam’ın geçtiğimiz günlerde eski bir müvekkili tarafından yaşamına son verilmesinin ardından Türkiye’de 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleşti. Yapılan basın açıklamasında, Türkiye’de önceki yıllardan bu yana hayatına son verilen avukatların da anılmasıyla birlikte konuya yönelik sert eleştiri yapıldı.

Aksaray Barosu da konu hakkında basın açıklaması düzenleyerek meslektaşlarının katledilmesine sert tepki gösterdi. Baro Başkanı Avukat Ferit Köse, Bodrum’da yüzlerce avukatın katılımıyla gerçekleşen tepki yürüyüşüne katılım sağladı. Aksaray Barosu Saymanı Cumali Altınsoy ve Aksaray Barosu avukatları ise 27 Eylül tarihinde Aksaray Adliyesi önünde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile süregelen avukat ölümlerine tepki gösterdi.
“Avukatlara yönelik şiddet sistematik bir hal almıştır”
Yapılan eş zamanlı basın açıklaması ile konu üzerindeki hassasiyeti bir kez daha dile getiren Aksaray Baro Saymanı Cumali Altınsoy, “Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Av. Servet Bakırtaş, bakmakta olduğu bir dosyanın karşı yanı tarafından ofisinde katledilmişti. Bakırtaş’tan bir yıl önce İstanbul Barosuna kayıtlı meslektaşımız Av. Ersin Arslan, haciz işlemleri için bulunduğu görev yerinde göğsünden vurularak katledildi. Ersin Arslan’ın katlinden birkaç ay sonra Konya’da Av. Asilcan Tuzcu, boşanma davasını üstlendiği müvekkilinin eşi tarafından bıçaklandı. Zanlı, meslektaşımız Tuzcu’yu, peruk takıp evinin girişinde beklemişti. Av. Asilcan Tuzcu saldırı sonrası bir gözünü kaybetti. Asilcan Tuzcu’dan tam bir yıl önce, İstanbul Barosuna kayıtlı meslektaşlarımız Av. Savaş Baş ve Av. Necati Çakmak, Ankara’da haciz işlemleri esnasında bıçaklı saldırıya uğradılar. Yaralanan meslektaşımız Savaş Baş halen bu saldırının izlerini taşıyor. Daha dün Nevşehir Barosu önceki Başkanlarımızdan Av. Mustafa Necmi Öncül, müvekkilinin davalı olduğu iki kişi tarafından darbedildi. Maalesef saydığımız bu yaşam hakkına dönük ve can yakıcı vakalar artık her gün ve yaşamın her alanında sistematik halde yaşanılan avukata yönelik şiddetin çok az sayıda örneğidir” dedi.
Sözlerinin devamında, “Baromuz avukatlarından Av. İbrahim Ergin 3 Mayıs 2019 yılında bürosunda katledilmiştir. Daha geçen hafta genç meslektaşımız av. Esad Akgün, müvekkilinin eski eşi tarafından fiziki saldırıya maruz kalmıştır. Aksaray barosu olarak biz bu acıları çok iyi biliyoruz. Avukatlar; her geçen yıl daha fazla oranda öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor. Bazen sözlü bazen silahlı olan; bazen müvekkilden bazen karşı taraftan kaynaklanan ve bazen yaralama bazen ölümle sonuçlanan bu saldırıların değişmeyen ortak bir yönü var: Avukatların yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirdikleri için bu saldırılarla karşı karşıya kalmaları ve münferitmiş gibi görülen bu saldırıların aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine dönük olması. Avukata yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri ve bu kapsamda, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri yahut savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır” diyen Sayman Cumali Altınsoy, avukatlara yönelik olarak gerçekleşen saldırıları kınadı.
“Gerekli adımların atılması elzemdir”
Altınsoy, sözlerinin devamında; “Bizler, avukatlık mesleği kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerin, niteliği gereği çekişme ve uyuşmazlık içerdiğini biliyoruz. Bu nedenle Avukata yönelik şiddet, toplumun genelinde gözlenen şiddet eğiliminden veya diğer meslek mensuplarına yönelik şiddetten önemli farklılıklar içermektedir. Bu kapsamda özel olarak avukatlara yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, önlem alınması elzemdir. Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Cesaret cezasızlıktan gelmektedir. Avukata uygulanan şiddet yeterli takibata uğramamakta, özel ceza hükümleri yetersiz kalmaktadır. Bu durum ise avukatın ofisinde dövülmesine, mahkeme çıkışında kurşunlanmasına, haciz mahallinde bıçaklanmasına yol açmaktadır. Ne için peki? Müvekkilinin alacağını istediği, hakkını aradığı için. Hâlbuki kurşunlayanın da, bıçaklayanın da bir sonraki adresi yine avukatlar olmaktadır. Avukata yönelik şiddetle ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
“Mesleğimizi yaparken can veriyoruz”
Aksaray Baro Saymanı Cumali Altınsoy, eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasında, “Türkiye Barolar Birliğinin; avukata yönelik şiddetle ilgili olarak 4 Nisan 2022’de Türkiye Büyük Millet Meclisine, 8 Temmuz 2022’de Adalet Bakanlığına yapmış olduğu başvurularda dile getirilen; konunun öncelikli gündem maddesi haline getirilmesi, Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, zorunlu tedbirlerin derhal alınması ve mevzuat çalışması yapılması şeklindeki açık, somut, net talep ve önerilerinin bir an evvel karşılanması, avukatlar için olduğu kadar yurttaşların savunma hakları için de zorunludur. Avukata yönelik saldırı, yurttaşın savunma hakkına yönelik saldırıdır. Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz. Acil talebimiz şudur: Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliğinin Adalet Bakanlığına sunduğu öneriler kapsamında, gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Sayman Altınsoy, “Tek bir kayba daha tahammülümüz yok. 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, korkmadan, onurla ve asla vazgeçmeden bu ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Meslek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Ne mesleğimizi ve meslektaşlarımızı ne de yurttaşlarımızın hakkını sahipsiz bırakmayacağız” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.

Haber: Ağustos Gerçe