Nöbetçi Eczaneler
Hayat rehberimiz Kur’an hem zikirdir, hem fikirdir, hem hikmettir, hem ilimdir, hem de hakikattir. Kur’an şeriattır, sadırlara şifa, müminlere hüda ve rahmettir. Kur’an’ın her kelamı bize hakikati haykırmaktadır. Kur’an’daki o ilahi mesajı iyi anlamak gerekir.
Cengiz Numan oğlunun şu mısraları ne kadar da manidar:
Ey insan! Yaşıyorken hem de Kur’an çağında,
Çırpınıp duruyorsun cehalet batağında,
Kalbin katı…gözün kör…başın kibir dağında,
Kur’an sana gel diyor, bak bendedir adresin,
Ey eşrefi mahlukat… daha Kur’an sana ne desin…
Kur’an hasta kalplere şifa, manevi yaralara merhem, akıllara rehber kırılan gönüllere teselli, nimete şükür, acıya kedere karşı ise sabırdır.
Kur’an ilahi kelamdır, manevi derin bir sırdır, Kur’an gizli bir hazinedir. Kur’an ile hemhal olmak da büyük bir nasiptir.
Asıl mesele Kur’n’ın hakikatini okuyup anlayabilmektedir.
Malın mülkün şöhretin, dünyada her şeyin var,
Ya dünyadan Rabbine götürecek neyin var,
Bana yeter diyorsan şu üç günlük itibar,
Bir dördüncü gün var ki; çok çetindir bilesin,
Bunları masal gibi dinliyorsan, Kur’an daha sana ne desin?
Kur’an’ın aşıkları vardır, okudukça anladıkça ilahi kelama doyamazlar, hani susuz kalmış birinin su içtikçe suya kanamadığı gibi.
Cenabı hak isra suresi 82. Ayeti kerimede:
Biz Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki, o müminler için bir şifa ve bir rahmettir.
Bu ayeti kerimenin tefsirinde merhum Elmalılı, özetle şöyle der:
Burada dünya çeşit çeşit dert, hastalık bela ve sıkıntılarla dolu bir hastaneye, peygamber efendimiz bir tabibe, Kur’an da şifa dağıtan bir gıdaya benzetilmektedir.
Ayet diyor ki, eğer dağa inseydi Kur’an,
Paramparça olurdu dağ, Allah korkusundan,
Hangi insan durup da ibret almaz ki bundan,
Sen ki bir dağ yanında ne kadar da cücesin,
Haddini bilmen için, daha Kur’an sana ne desin?
Allah şu kısa hayat yolculuğunda bize Kur’an ve sünnet ışığında yürümeyi nasip etsin. Bizi nefsin ve şeytanın tuzaklarından muhafaza eylesin. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve dua ile.
