Uzmanlar, kira ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk çerçevesine alınmasının avantajlarından bahsetti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 28 Mart’ta kabul edilen yargıda düzenlemeler konusunda, kira ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk çerçevesine alındığını duyurdu. Böylelikle son zamanlarda mahkemelerde oldukça artan kiracı ve ev sahibi arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklı davaların arabuluculukla azaltılması amaçlanıyor. Yeni gelişme hakkında konuşan uzmanlar, “Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliye hariç), dava şartı olarak arabuluculuk çerçevesine alınmıştır. TBMM Genel Kurulu’nda 28 Mart’ta kabul edilen yargıda yeni düzenlemeleri içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun çerçevesinde, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk çerçevesine alınmıştır. Kira artışlarındaki üst sınırın yüzde 25 ile sınırlandırılmasının ardından kiracı ve ev sahibi arasındaki uyuşmazlıklar artış göstermiştir. Kira artış oranından memnun olmayan kiracı ve kiralayan mahkemelere başvurmaktadır. Son bir kaç yıl içerisinde bu konularla ilgili yargı sisteminde çok ciddi iş yoğunluğu oluşmaya başlamıştır. Mahkemelerdeki dosya yoğunluğundan dolayı mahkemeler de bu konuyla ilgili ileri tarihli duruşma günleri vermektedir. Hâlihazırda nüfus yoğunluğunun fazla olduğu illerde duruşmalar bir yıl sonrasına verilmektedir. Bu durumda da dosyalar sürüncemede kalmakta olup yargı sisteminin tıkanmasına ve davaların uzun süre devam etmesine sebep olmaktadır ”dedi.
Arabuluculuk sisteminin bahse konu duruma yararlarından da bahseden uzmanlar, “Arabuluculuk sistemi yargı yükünü hafifleten, daha da hızlandıran bir kurumdur. Arabuluculuk sisteminin getirilmesindeki asıl amaç yargıda oluşan dosya yoğunluğunun azaltılması ve tarafların haklarına en kısa sürede ulaşmasıdır. Arabuluculuk sisteminde taraflar bu konuda başvurularını yaptığı zaman arabulucu tarafları çağırarak talep ve teklifleri iletir ve uzlaşma sağlandığı takdirde dosya sonuca ulaşmaktadır. Tarafların kabulüyle oluşan sonuç, mahkeme ilamı hükmündedir. Arabulucunun tarafları uzlaştırma süresi en fazla bir hafta ila bir ay arasında değişmektedir. Taraflar arabuluculukta anlaşamadığı takdirde anlaşmayan taraf mahkemeye başvuracaktır. Yargılama süreci ise dava yoğunluğu göz önüne alındığında dosyaların kesinleşmesi ile beraber 2-3 yılı bulabilmektedir” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar artış gösteren yargılama giderlerinden doğan maddi yükü azaltmasında da arabulduğunun etkili olacağını söylerken şöyle devam etti;
“Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk düzenlemesinin getirilmesinin bir başka avantajı da tarafları, artış gösteren yargılama giderlerinden doğan maddi yükü azaltmasıdır. Bu düzenleme, yargılama giderlerinin fazla olmasından dolayı tarafların daha az masraf yaparak uyuşmazlığı sona erdirmesini sağlamaktadır. Arabuluculuk sisteminde ortalama masraflar 700 ila 1000 lira arasındayken dava yolunda sadece başlangıçta ödenen harç ve masraflar arabuluculuk masraflarının birkaç katını bulabilmektedir. Yargılamanın devamında ortaya çıkacak olan harçlar, tebligatlar, ilam, bilirkişi raporu, keşif masrafı, vekâlet ücreti vs. hesaba katıldığı zaman bu masraflar ciddi artış göstermektedir. Arabuluculuk sisteminde masraflar anlaşmaya göre eşit ya da taraflardan biri tarafından ödenmekte olup mahkeme süreçlerinde ise masraflar davayı kaybeden kişi tarafından karşılanmaktadır. Hal böyle olunca vatandaşın dava yoluna gitme çekincesi bulunmaktadır. Arabuluculuk sistemiyle beraber masraflar cüzi bir miktar olduğu için taraflar daha rahat bir şekilde haklarını savunabilmektedir.”
Haber Avni Kuru