Medicana Sağlık Grubundan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Yalçın Başaran, hastanın sürece etkin katılımının tedavi başarısında kritik rol oynadığını belirtti.
Obezitenin vücutta aşırı yağ birikimiyle tanımlanan kronik bir hastalık olduğunu aktaran Başaran, “Obezite, vücut kitle indeksinin (VKİ) 30 veya üzeri olmasıyla tanımlanır. VKİ 30-34.9 arasında olan bireyler evre 1, 35-39.9 arasında olanlar evre 2 ve 40 üzeri olanlar morbid obezite olarak sınıflandırılır. Obezite tedavisi endokrinolog, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist ve gerekirse genel cerrahın yer aldığı multidisipliner bir ekip tarafından planlanmalıdır.” ifadesini kullandı.
Hastalıkla gelen kilo artışıyla çeşitli riskler ortaya çıktığına dikkati çeken Başaran, “Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği, kalp-damar hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, karaciğer yağlanması, kas-iskelet-eklem rahatsızlıkları, solunum güçlüğü, uyku apnesi, adet düzensizlikleri ve hatta bazı kanser türleri (kadınlarda rahim, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde kolon ve prostat kanserleri) gelişebilir.” bilgisini verdi.
Obezitenin sağlık üzerindeki etkilerine dikkati çeken Başaran, “Kilo artışıyla birlikte diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, bazı kanser türleri ve eklem rahatsızlıkları gibi pek çok sağlık sorunu ortaya çıkabilir.” açıklamasında bulundu.
Başaran, obeziteyle mücadelede tıbbi beslenme tedavisi (diyet), egzersiz tedavisi, davranış değişikliği,
ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi yöntemlerinin kullanıldığını kaydetti.
Obezite tedavisinin sürekli bir süreç olduğunu vurgulayan Başaran, “Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, tedavi bırakıldığında yeniden kilo alma riski bulunmaktadır. Bu nedenle hastanın sürece aktif katılımı tedavinin kalıcılığını sağlar.” değerlendirmesinde bulundu.
AA