Aksaray Barosu, son günlerde Türkiye genelinde yaşanan asayiş olaylarının ardından kamuoyu tepkisini çeken hafifletilmiş cezalara yönelik açıklamada bulundu.
“Cezasızlık algısı hukuka güveni zedelemektedir” başlığı kapsamında yapılan açıklamada, ceza hukukunun caydırıcılık amacından sapıldığına yönelik ifadeler yer aldı. Aksaray Baro Başkanı Av. Ferit Köse moderatörlüğünde yapılan açıklamada, “ Özellikle son dönemlerde toplumda infial yaratan, sosyal medya ve haberlere yansıyan suç haberlerinin faillerinin, daha önce bir ya da birkaç suçtan dolayı hükümlü olması toplum nezdinde suçluların yeteri kadar ceza almadığı hatta faillerin yaptığı eylemlerin yanına kar kaldığı yönünde olan algıları artırmıştır. Yaşanan ve son olarak medyaya yansıyan taksici Oğuz Erge’nin vurulmasına ilişkin olay ile de bu konular yeniden gündeme gelmiş ve eleştirilerin odak noktası olmuştur.” İfadelerine yer verildi.
Başkan Köse, sözlerinin devamında “Özellikle son dönemde infaz kanunlarında yapılan değişikliklerde cezaevlerinin doluluk oranlarının da etkili olması ile sürekli olarak hafifletme yoluna gidilmekte ve çoğu zaman cezanın çok cüzi bir kısmının infazı neticesinde açık cezaevine geçişin mümkün kılındığı ve böylelikle infaz edilen kısımdan sonraki süre bakımından şahısların denetimli serbestlikten faydalanma imkânı tanındığı görülmektedir. Yapılan bu değişikliklerin sıklığı değişikliklerin denetimini, kanunun uygulanmasını ve hatta bu değişikliklerin takibini dahi neredeyse imkânsız hale getirmenin yanı sıra sürekli olarak yapılan lehe düzenlemeler neticesinde ceza hukukunun caydırıcılık amacından sapıldığı görülmektedir” ifadesine yer verdi.
Toplumsal barış ve hukuka duyulan güvenin sürdürülebilmesi için ağırlaştırıcı nitelikte düzenlemelerin de yer alması gerektiğini ifade eden Köse, “İnfaz rejimlerinin amacı cezasızlık algısı yaratmak değil, aksine cezaevinden sonraki süreçte dahi kişilerin denetiminin sağlamak ve gerçek bir topluma kazandırma olmalıdır. Bu amaçtan uzaklaşılması; suç oranlarının artmasına, toplum barışının ve kamusal düzenin tehlikeye düşmesine ve toplumun vicdanen hukuka olan güveninin de yok olmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle kanun koyucunun ıslahı amaçlayan düzenlemeler bakımından bu hususları göz önünde bulundurması ve ağırlaştırıcı nitelikte düzenlemelere de yer verilmesi toplumsal barış ve hukuka güven için bir zorunluluk haline gelmiştir” sözlerini kullanarak açıklamasını sonlandırdı.
Haber: Ağustos Gerçe